Afife ARTIK
Besmele kainatın neyi oluyor?
Besmele için kainatın mâyesi veya hamuru desek manayı tam karşılamaz elbette. Kâinatın kendisinden daha ziyade kendisidir belki de Besmele.
Kâinattan evvel Besmele var idi. Kâinatın evvelinde, ahirinde, zahirinde, bâtınında ve bâtınının da bâtınında Besmele var.
Besmele ve Salavat iki anahtardır ki onlar ile bizim hakikatimiz kâinatın hakikatine açılır.
Her şey Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın nuru ile alakadar olduğundan her şeyi açan, şifresini çözen, muğlak tılsımını keşfeden ikiden biri de Salavattır.
Besmele, bütün yaratılmışların ademden vücuda çıkartılmasının sırrını taşıdığından her hayrın başıdır.
Her ne ki vücutta var işte o hayırdır. Bazen zahiri şer dahi görünse hakikati ve neticeleri ve esmaya bakan veçhesinde hayr-ı mahzdır. “Vücud hayrı-ı mahz, şer ise mahza ademdir."
İşte bu gibi hakikatlerdendir ki her şeyin anahtarıdır Besmele.
Rahmet ve kudrete bizi rapteden bu kelime ile bütün kapılar açılır ve bütün müşküller hallolur. Bütün darlıklar feraha, güçlükler kolaylığa inkılab eder.
Düşman sandıklarımız bize dost ve yardımcı yüzlerini gösterirler.
Ben ve kainat bir olur. “Benim mahiyetim bâki ve sermedi bir ismin gölgesi olur daha ölmez.”
Tevhid ve vahdeti izah eden bütün risaleler Birinci Söz’ü anlatır. Hepsi Birinci Söz’ün şerh ve izahıdır. İspatı ise bütün kainattır.
“Birinci Söz tevhid miftahıdır.”
Şimdilik bir başlangıç niyetine olan bu yazımızın da inşallah devamı gelir. Konu üzerinde çalışmaya devam etmek niyeti ve duası ile…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.