Kenan ÖREN
Beynin ana ve yabancı dil merkezleri
Akademisyen olan bir meslektaşımın oğlu trafik kazası geçirmişti. Çarpmanın tesiriyle hafızasını kaybetmiş ve Türkçe cümle kuramaz hale gelmişti. Bu gencin annesi İngilizce öğretmenidir. Oğluna iyi bir İngilizce bilgisi aşılamış. İngilizceyi çok iyi konuşuyor. Kazadan hemen sonra Türkçe kelimeleri ifade etmede zorluk çeken bu genç, annesiyle iletişim kurmak için İngilizce konuşmaya başlamış. Annesinin ifadesine göre, ana dili olan Türkçede sıkıntı çeken oğlunun İngilizceyi çok akıcı bir şekilde konuşmuş.
Bilim adamları bu konuda bir araştırma yapmışlar mı bilemem ama bu olaya göre Yüce Yaratıcı insan beynindeki ana dil ile yabancı dil merkezlerini ayrı yaratmış. Yani ana dil merkezi arızalanan birisinin, eğer biliyorsa, yabancı dille iletişime geçtiği ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu durumu öğrendiğimde gerçekten şok oldum. Sizler bu duruma ne dersiniz bilemem ama ben oldukça etkilendim. Cenab-ı Hak nasıl ki, insanın kalpteki ana damarları tıkanması ihtimaline karşı bacaklarında yedek damar yaratmışsa, öyle de beyninde de her ihtimale karşı yedek dil merkezi yaratmış.
Ben şahsen yabancı dil bilmenin birçok faydasını gördüm. Bunları saymakla bitiremem. Fakat yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, ana dil merkezinin arızalanması halinde yabancı dil merkezinin devreye girerek iletişim kurulabildiğini de böylece öğrenmiş oldum. Artık yabancı dilin faydalarını sıralarken bu yönlü bir faydası da olduğunu söyleyebileceğim. Gerçi Allah kimsenin başına böyle bir durum getirmesin ancak her şey insan için; başımıza her an her şey gelebilir. Allah çekemeyeceğimiz yükleri bizlere yüklemesin ancak böyle bir durumla karşılaşırsak, hiç olmazsa yabancı dille iletişim kurma imkânımız olabilecektir.
Maalesef Türkiyede yabancı dil eğitimine gereken önem verilmemektedir. Saymakla bitiremeyeceğimiz faydaları olan yabancı dil, hele bilhassa İngilizce, bilgisinin hayatımdaki birkaç faydasını bu vesileyle belirtmek istiyorum. Örneğin Erasmus isimli bir eğitim programı çerçevesinde Erciyes Üniversitesini temsil etmek üzere Nürnberg-Erlangen Üniversitesine seçildim ve bu Üniversitede kendi alanımla ilgili İngilizce olarak konferans ve bir de seminer verme imkânı elde ettim. Hem bu adı geçen üniversitede hem de Nürnbergde dostlar edindim ve güzel tecrübeler yaşadım. Eğer İngilizce bilmeseydim böyle bir imkânım olmayacaktı. Yine yedek subay öğrenciyken Genelkurmayın açmış olduğu İngilizce sınavını kazanarak Gülhane Tıp Akademisi Sağlık Astsubay Okulunda İngilizce öğretmeni olarak (hem asteğmen hem de İngilizce öğretmeni) askerliğimi tamamladım. Üstüne üstlük İzmir Menteşde deniz kenarında öğrencilerle birlikte bir ay kamp yaptık ve unutamayacağım bir tatil geçirdim. İngilizce ile ilgili kitaplar yazdım para kazandım. Özel dersler verdim yine para kazandım. Daha sayamayacağım birçok faydasını gördüm.
Burada şunu hatırlatmak istiyorum. İngilizce öğrenmek ve ondan faydalanmak İngilizleri veya İngiliz Kültürünü sevmek anlamına gelmemektedir. Dil bir vasıtadır onu kullanırsın, amacına hizmet ettirirsin. Yoksa bu gâvur dilini kim öğrenecek? diyerek ondan elde edeceğin nimetlerden mahrum kalmak entelektüel boyutu olan insanların işi değil. Bu ifade oldukça cahilce bir ifadedir. Peygamberimizin (SAV) bazı sahabelere yabancı dil öğrenmelerini emrettiği ve onların aracılığıyla dinimizin tebligatını yaptığını bilmekteyiz. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Komşunuzun dilini öğrenin, ta ki onun şerrinden emin olasınız şeklinde bir Hadis-i Şerif işitmişim. Bu Hadis kesin olmasa da Yüce Peygamberimizin yabancı dil eğitimine önem verdiği kesindir. O halde bağnazlıktan uzak kalarak mutlaka İngilizce öğrenmek lazım. İngilizce bir Avrupa dili olarak kâfidir. Ayrıca Arapçayı da öğrenirsek, Batı ile İslam dünyası arasındaki köprüyü de kurmuş oluruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.