bir abdest ferahlığı ile çekiyorum besmelemi

bir abdest ferahlığı ile çekiyorum besmelemi

Nur Ener'in yazısı..

düşüyor kelimelerim şehrin öte köşelerinden… saklambaç oynayan çocuklara rakip olurcasına kaçıyorum ağaç arkalarına… her ağaç arkasında bir aynaya rastlıyorum zihnime yansıyan… kaçıyorum… kaçtıkça kaçıyorum….kaçtıkça yakalanıyorum…

yakalanmalarım derin sükutlar eşliğinde sızıyor kalemimden.

bir abdest ferahlığı ile çekiyorum besmelemi ‘sana’ ,  ‘bana ‘ . sen ve ben  BİZ oluyoruz  abdest ferahlığındaki besmelemin yankısında… kaçtığım ağaçlardan ve yakalandığım aynalardan bahsetmiş miydim sana da bilmem… tezahürü içimde sağanak etkileri oluşturan kaçışların neticesi, usulca bir besmele olarak fısıldanıyor ruhuma…

bir ayet sahihliğinde nakşediyorum senden ve benden akan “BİZİ”… Lügatları alt üst edecek bir  tarif eşliğinde açıyorum duymak istediğim parçayı…  ‘ HÜZÜN KOVAN KUŞU GELMİŞ ,GECENİN YANAĞINA KONUVERMİŞ …………’  bu parçadan kaçarken bir ayna ile daha karşılaşıyorum…saklanırken notaların ardına…dakikalarca asılı kalan sükutuma en güzel  hazinem oluyorsun…  ağaç arkalarındaki saklanmalarımdan karşılaştığım aynalarıma, aynalarımdan notalarıma….

ne denir ki; daha bilemedi zihnim…koşuşan akrep ile yelkovana rakip olurcasına bir kez daha tekrar ediyorum; bir ayet sahihliğinde nakşediyorum senden ve benden akan “BİZİ”.