Bir de bakarsın ki, inkâr edenlerin gözleri dehşetten donuktur
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Enbiya 92-100. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
92 . İşte hiç şübhesiz bu sizin ümmetiniz (olan İslâm Milleti), tek bir ümmettir (tek bir dindir). Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise bana kulluk edin!
93 . Fakat (yahudilerle hristiyanlar, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler! Hepsi (sonunda) ancak bize dönücüdürler.
94 . Artık kim mü’min olarak sâlih amellerden işlerse, onun çalışması için nankörlük yoktur. Şübhe yok ki onu yazan biziz.
95 . Helâk ettiğimiz bir şehrin (halkının mahşer günü bize) dönmemeleri, şübhesiz ki mümkün değildir.
96,97 . Nihâyet Ye’cüc ve Me’cüc’ün (seddi) açıldığı ve onların her tepeden akın etmekte olduğu ve gerçek va‘d (olan kıyâmet)in yaklaştığı zaman bir de bakarsın ki, inkâr edenlerin gözleri (dehşetten) donuktur. “Eyvah bize! Hakîkaten bundan gaflet içindeydik, (biz) bil‘akis (nefsimize) zulmeden kimseler imişiz!” (derler).
98 . Muhakkak ki siz ve Allah’dan başka tapmakta olduklarınız, Cehennemin yakacağısınız! Siz oraya girecek olanlarsınız!
99 . Eğer onlar birer ilâh olsaydı, oraya girmezlerdi. Hâlbuki (tapan ve tapılan) hepsi orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
100 . Onlar için orada inim inim inlemek vardır. Ve onlar orada (hiçbir şey) işitmezler. (*)
(*) “Cehennemin vücûdu (varlığı) ve şiddetli azâbı, hadsiz rahmete ve hakîkî adâlete ve israfsız, mîzanlı (ölçülü) hikmete zıddiyeti (zıdlığı) yoktur. Belki rahmet ve adâlet ve hikmet, onun vücûdunu (var olmasını) isterler.
Çünki nasıl binler ma‘sumların hukuklarını çiğneyen bir zâlimi cezâlandırmak ve yüzer mazlum hayvanları parçalayan bir canavarı öldürmek, adâlet içinde mazlumlara bin rahmettir ve o zâlimi affetmek ve o canavarı serbest bırakmak, bir tek yolsuz merhamete mukābil (karşılık), yüzler bîçârelere yüzler merhametsizliktir.” (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 222-223)