Bir şahsın kalbinde bir ihtilâl hissi uyanırsa bütün zevkini tahribatta bulur

Bir şahsın kalbinde bir ihtilâl hissi uyanırsa bütün zevkini tahribatta bulur

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Sûresi 26-27. âyetin tefsiri tefsiri

1 ﴾وَيَقْطَعُونَ مَاۤ اَمَرَ اللهُ بِهِۤ اَنْ يُوصَلَ﴿ Bu cümledeki emir, iki kısımdır. Birisi, teşriîdir ki, sıla-i rahim ile tâbir edilen akraba ve mü’minler arasında şer’an emredilen muvasala hattıdır. Diğeri, emr-i tekvînîdir ki, fıtrî kanunlarla âdetullahın tazammun ettiği emirlerdir. Meselâ, ilmin i’tâsı, mânen ameli emrediyor; zekânın i’tâsı, ilmi emrediyor; istidadın bulunması, zekâyı; aklın verilmesi, marifetullahı; kudretin verilmesi, çalışmayı; cesaretin verilmesi, cihadı mânen ve tekvînen emrediyor.

İşte o fâsıklar, bu gibi şeylerin arasında şer’an ve tekvînen tesis edilen muvasala hattını kesiyorlar. Meselâ akılları mârifetullaha, zekâları ilme küs olduğu gibi, akrabalara ve mü’minlere dahi dargın olup, gidip gelmiyorlar.

2 ﴾وَيُفْسِدُونَ فِى اْلاَرْضِ﴿ Evet, fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamayan bir şahıs gibi, çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, maruz kaldığı o dehşetli hâlet, bir parça hafif olsun. Çünkü musibet umumî olursa hafif olur.

Ve keza, bir şahsın kalbinde bir ihtilâl, bir fenalık hissi uyanırsa, yüksek hissiyatı, kemâlâtı sukut etmeye başlar; kalbinde tahribata, fenalığa bir meyil, bir zevk peyda olur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs, bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit, o şahıs, tam mânâsıyla arzda yırtıcı bir hayvan, ihtilâli çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir.

1 : “O fasıklar, Allah’ın akrabalar ve mü’minler arasında emrettiği bağları keserler.” Bakara Sûresi, 2:27. 
2 : “Yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarırlar.” Bakara Sûresi, 2:27.

Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz