Alaettin TAŞKIN
Bir Şehadet Manifestosu!!
Eyy Anadolu milleti!! Dinin kalesi, imanın vatanı ve namusun bedeni Sensin.
Eyy Anadolu milleti ve eyy İslam ümmeti! Korkma! Korkma! Korkma!!!
Öyle mucizevî bir zamandayız ki mesela 80 sene geri kaldığımız bilim ve teknolojiyi 8 günde geçecek potansiyele gebe bir günleri yaşıyoruz.
Eyy Anadolu milleti ve Ey İslam ümmeti!! Sen tek bir bedensin ve yekpare bir ruhsun. Türk, Kürd ve Arab ve Laz, Çerkez ve Yörük ve Afrikalı, Asyalı ve Endonezyalı ve Alevi, Sünni ve Şii bu bedenin eli, kolu, bacağı ve gözü, kulağı ve dudağı ve bu ruhun duygularıdır ki sevinç, keder ve neşeden oluşan.
İşte senin en büyük düşmanın bu âzâlarını ve bu duygularını birbirine karşı kullanmaktır ve birbirine rakip edip birbirini kırdırmaktır.
Eyy Anadolu milleti!! Kahpe düşmanlara en büyük ders ve sille ölümün yüzüne gülerek ölümü sevinçle karşılamaktır.
Eyy Şehit Oğlu, bu hayat bize yerinde ölmek için verilmiştir.
Ölümden tek dünyalı hainler, kalleşler ve kâfirler korksun. Sen ki, rabbin Allah’ın sana ahireti vereceğine kesin iman etmişsin. Ya, -haşa- Allah’ın mutlak doğru söylediğini tasdik eden bu kâinat yalan, bu hayat yalan, bu Kur’an yalan, bu din yalan, bu peygamber yalan ve bu vicdan yalan. Ya da imanı gereği ölümü göze almayan yalan, şehadetten kaçanın imanı yalan ve münafıkça inancı yalan!
İşte, madem biz iman etmişiz, bu imanımız için ve vatanımız için ve namusumuz için hayatımızı ortaya koymak, bu hayatı bize verene sadakattir, imanımıza sadakattir ve bu toprakları bize vatan kılan ecdadımıza sadakattir.
Ne bu hayat bizim, ne bu dünya bizim ve ne sonsuz ahiret bizim. Bize bu hayatı, bu dünyayı ve sonsuz ahireti veren için hak bildiğimiz davada, hayatımızı ortaya koyarak şehadete koşmak bizim için bir kayıp değil, bin kazançtır ve bir zillet değil bin şereftir.
Biz ki, bu hayatı ahiretimiz için yaşıyoruz. Ahiretimiz uğruna bu hayatın ölümünü göze almak bizim için bin hayattır ve bin mutluluktur.
Bu dünyanın kölesi olanlar bizi ölümle korkutamazlar ve hak davamızdan bizi yıldıramazlar. Onlar, kaybetmekten korktukları tek dünyalarını, gasp ederek elde ettikleri çıkarlarını korumak için bin türlü hile ve tuzaklarla bize saldırırlarken, biz imanımızdan aldığımız dersle hak davamız uğruna bu dünya hayatımızı vermeyi bir onur, bir sevinç ve hatta bir görev biliyoruz.
Hayatın amacı uzun yaşamak değil ki, aksine o hayatı vereni, hayatımızı vesile kılarak tanımaktır. Eğer o hayatı veren için hak bildiğimiz davada hayatımızı ortaya koymak gerekirse, o hayatı vermek bizim için bir zarar değil, aksine binler fırsattır ve milyonlar kârdır. Evet, en güzel bir imanla ve en güzel ibadetlerle geçirilen yüz yıllık bir ömrün sevabından ve mertebesinden daha fazla bir sevab ve saadet ve nur ve daha yüksek bir mertebe 20 yıllık hayatın hak şehadetine vereceğini Kur’an’ımızda Rabbimiz vaad ediyor.
Öyle ise bize düşen uzun yaşayamadık diye üzülmek değil, aksine bu hayatı veren için hak bildiğimiz yolda hayatımızı ortaya koymayı bir sevinç, bir şeref ve bir imkân bilmektir.
Eyy Dünya!! Anadolu milleti ve İslam ümmeti olarak cennetin 8 katmanında sonsuz mutluluğu 8 boyutlu olarak yaşamak için bu fani dünyada hak davamız uğruna 80 milyon ve 800 milyon olarak hep birden 8 kere öldürülsek 8 bin kere diriltilip 8 bin kere daha öldürülmeyi bir mutluluk, bir iftihar ve bir fırsat biliyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.