Bir sivrisineğin yaratılışı, san’atça filin yaratılışından aşağı değildir
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Bakara Sûresi 26-27. âyetin tefsiri tefsiri
S - Hakikaten, eşyanın hakareti, hisseti, kudretin azametine, kelâmın nezahet ve nezaketine münafidir.
C - Bazı şeylerde veya işlerde görünen hakaret, çirkinlik, eşyanın mülk cihetine aittir. Yani dış yüzüne nazırdır ve bizim nazarımızda öyle görünür. Ve bunun için, eşya ile yed-i kudret arasına perde olarak esbab-ı zahiriye vaz edilmiştir ki, sathî nazarımızda yed-i kudretin o gibi eşya ile mübaşereti görünmesin. Fakat melekût ciheti, yani içyüzü ise şeffaf ve yüksektir. Kudretin taallûk ettiği bu cihette, hiçbirşey kudretin taallûkundan hariç değildir.
Evet, azamet-i İlâhiye esbab-ı zahiriyenin vaz’ını iktiza ettiği gibi, vahdet ve izzet-i İlâhiye de kudretin bütün eşyaya şumulünü ve kelâmın herşeye ihatasını iktiza ederler. Maahaza, bir zerre üstünde zerrelerle yazılan bir Kur’ân, sahife-i semada yıldızlarla yazılacak Kur’ân’dan hüsünde (güzellik) aşağı değildir.
Ve keza (HAŞİYE) bir sivrisineğin yaratılışı, san’atça filin hilkatinden dûn değildir. Kelâm sıfatı da aynen kudret sıfatı gibidir. Bir çocukla konuşup söz anlatmak, bir feylesofla konuşmaktan aşağı değildir.
HAŞİYE : Sivrisineğin başında mızrak gibi bir hortum vardır. Filin başına konar, hortumunu filin hortumuna batırır, fil kaçmaya başlar, hiçbir suretle elinden kurtulamaz. Demek Cenâb-ı Hak, sivrisineği file galip ve hâkim kılmıştır. Binaenaleyh, hilkatça dûn ise de, cesaret hususunda fâiktir (Mütercim Abdülmecid).
Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz