Bir vakit Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik

Bir vakit Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Bakara Sûresi 49-54. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

49-Hem bir zaman sizi Fir‘avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne (evlâd acısına) ma‘ruz bırakıyorlar, (yeni doğan) oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı.(*) İşte bunda (size revâ görülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

50-Hani sizin için denizi yarıp da sizi kurtarmış ve siz (hayretle) bakıp dururken Fir‘avun ehlini suda boğmuştuk.

51-Yine bir vakit Mûsâ ile kırk gece(**) için sözleşmiştik; sonra onun (Tûr’a gitmesinin) ardından siz zâlim kimseler olarak buzağıyı (ilâh) edindiniz.

52-Sonra bunun arkasından sizi affettik, tâ ki şükredesiniz.

53-Hani Mûsâ’ya Kitâb’ı ve (hak ile bâtılı ayıran) Furkan’ı vermiştik, tâ ki hidâyete eresiniz.

54-O vakit Mûsâ, kavmine: “Ey kavmim! Şübhe yok ki siz, buzağıyı (ilâh) edinmekle kendinize zulmettiniz; öyle ise yaratanınıza tevbe edip, nefislerinizi öldürün!(***) Bu (hâliniz), yaratanınızın katında sizin için daha hayırlıdır” dedi. Bunun üzerine (Allah) tevbenizi kabûl etti. Şübhesiz ki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (çok merhametli olan) ancak O’dur.

(*)Fir‘avun’un bu katliâma girişmesinin sebebi, kâhinlerin kendisine: “İsrâiloğullarından yeni dünyaya gelen bir çocuk senin saltanatına son verecek” diye haber vermeleri idi. (Nesefî, c. 1, 77)
“Benî İsrâil’in, oğullarının kesilip kadın ve kızlarını hayatta bırakmak, bir Fir‘avun zamânında yapılan bir hâdise ünvânıyla, yahudi milletinin ekser (pek çok) memleketlerde, her asırda ma‘ruz olduğu müteaddid (çok sayıda) katliâmları, kadın ve kızları, hayât-ı beşeriye-i sefîhânede (insanların gayr-i meşrû‘ hayâtında) oynadıkları rolü ifâde eder.” (Zülfikār, 25. Söz, 33)

(**)Burada geçen “kırk gece”, Hz. Mûsâ (as)’ın Zilka‘de ayının başından Zilhıcce’nin onuna kadar, Tûr dağında oruçlu olarak geçirdiği kırk gündür. Bu sürenin sonunda Mûsâ (as) bizzat kelâm-ı İlâhîye mazhar olmuş ve kendisine Tevrât verilmiştir. (Celâleyn Şerhi, c. 1, 77)

(***)Pek çok tefsirlerde, “Nefislerinizi öldürün!” emriyle kasdedilen kimselerin, buzağıya taparak dinden çıkanlar olduğu beyân edilmektedir. Bu emir gereği o günahkârlardan öncelikle tevbe etmeleri istendi ve kabûl etmeyenlerle harb edildi. Öyle ki bu savaşta öldürülenlerin sayısının yetmiş bini bulduğu rivâyet edilmektedir. Diğer bir ma‘nâ ise bu emrin mecâzî oluşudur ki, bu durumda onlardan nefislerini terbiye etmeleri, bir daha böyâllere girmemeleri istenmiştir. (Elmalılı, c. 1, 355)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.