Mehmet Ali KAYA
Bireyin gücü: Bilgi
Dünyanın güçlü devletleri yıkılırken tarih içinde güçlü bireylerin güçlerini korumaları inanç ve fikirlerinden dolayı daha da güçlenerek varlıklarını devam ettirmeleri gerçekten enteresandır. Bu durum ilim ve fazilette güçlü bireylerin büyük imparatorluklardan daha güçlü olduklarının en güzel ispatıdır.
İnsanı ve devleti güçlü kılan sağlam ve doğru fikirler ve inançlardır. İnsanları yönlendiren, milletlere ve devletlere etki eden zamanı gelmiş düşünce ve fikirlerdir. Gerek siyasi alanda, gerekse ekonomik alanda doğru ve faydalı fikirler, bunalımlara çare olan düşünceler bireylerden çıkarak topluma hâkim olurlar. Bu fikirlerin bir kısmı tüm insanlığı ve dünyayı asırlar boyu etkiler. Ekonomik kalkınmanın ve siyasi gücün temelini fikirler ve felsefeler oluşturur.
Bundan bir asır önce malların üretimi ve dağıtımı bireylere ve milletlere güç vermekteydi. Günümüzde ise bilgi ve enformasyon üretimi mal ve üretimin yerini almaya başlamıştır. Bilgisayarın icadını teknolojinin ve malın üretimi olarak kabul edebiliriz; ama ondan daha önemlisi bilgisayar yazılımları ve programlarının üretimidir ki bunlar teknolojiden çok bilgi üretimidir. Eğitim ve sağlık hizmetlerini de buna ilave edebiliriz. Çünkü bunlar da sonuçta bilgi üretimine dayanmaktadır. Ayrıca televizyon programları ve CD kasetleri bilgi üretiminin ve yayılmasının vasıtalarıdır.
Bilgi üretimi ekonominin de can damarı haline gelmiştir. Bilgi ekonomisinin en önemli açılımı “finans” sektöründe olmuştur. Parayı kazandıran, yönlendiren, yöneten ve sadece tuşlarına dokunmakla paranın el değiştirmesini sağlayan bilgi teknolojisidir. Bankaların kurdukları network ağları sayesinde para akışını en kolay bir şekilde yönlendirmektedirler.
Bilgi sektörünün gelişimi dünya üzerindeki güç dengesini de “bilgi”ye kaydırmıştır. Servet ve kuvvet artık bilginin emrindedir. Günümüzde güç paylaşımı artık bilgi paylaşımı haline gelmiştir. Devletlerarası en büyük güç “bilginin paylaşımı ve kullanımı” haline gelmiş durumdadır.
Bilgiye dayanan bütün gelişmeler, sanayiden daha çok bireye güç ve değer katmaktadır. Günümüz dünyasında ülkelerin ve uluslar arası büyük şirketlerin “güçlenme” savaşının gizli galibi bundan böyle bilgiyi elinde bulunduran ve bilgi üreten bireylerdir. Bireyin gücü karşısında kollektivite giderek gücünü kaybetmektedir.
Bilgi çağı bilginin paylaşımını da sağlamaktadır. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır ve iletişim araçları ile küresel dünyada bir anda her yere ulaşma imkânına sahiptir. Bu da gelişmeyi dünya çapında yaygınlaştırmaktadır. Bilişim ve iletişim teknolojileri sayesinde hem bireyselleşme hem de küreselleşme beraber gelişme kaydetmektedir. Bireyselleşmenin ivmesi de bilişim teknolojisinin içinde saklıdır. Dünyada siyasi ve askeri sınırlar kalkmakta ve bilgi, para, teknoloji ve fikir akışı baş döndürücü bir hızla yayılmakta ve sınırları korumak artık mümkün olmamaktadır. Bireylerin bu gelişim ve paylaşımına devletlerin ve otoritelerin mani olmalarına imkân yoktur; onlar da acziyetlerini itiraf etmektedirler.
Bireyin elinde bilgiden kaynaklanan sınırsız bir güç vardır. Bu gücü hangi amaç için kullanacağı çok büyük önem arz etmektedir. Bilginin ve bireyselleşmenin önüne geçmek mümkün değildir; ama bunu yönlendirmek pekâlâ mümkündür. Bireyin gücünü artıran teknoloji, telekomünikasyon, bilgisayar sistemleri ve internet insanlığın saadetine ve mutluğuna hizmet etmelidir ki insanlık onun faydasını görsün ve bireysel gelişmeye katkı sağlasın. Bu durumda bilgi imanın, hukukun ve ahlakın hizmetine verilmelidir. Aksi takdirde insanlığı felakete sürükleyecek tehlikeli mecralara sürüklenebilir.
Gücün artması sorumluluğun da artmasını sağlamalıdır. Devletçiliğin ve toplumun arkasına saklanarak sorumluluktan uzak yaşamaya alışmış, olumsuzlukların tamamını dışarıya atmayı ve sorumluluktan kaçmayı marifet olarak görenlerin işleri hayli zorlaşmıştır. Teknolojiyi arkasına, bilgiyi önüne alan, bireysel farklılıkları öne çıkaran, özgürlüğü esas alan ve bilimin gelişimini sağlayan bireyler geleceğin yıldızları olamaya adaydır. Günümüz bilgi çağı, bilginin amacı olan imana güç vererek “Asr-ı Saadetin” örnek sahabelerinin yolunda ilerlemeye ve bilgi çağının yıldızları olmaya adaydılar.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.