Blair: Dinin modern dünyadaki yeri önemli
Tony Blair, dinin modern dünyadaki yerinin çok önemli olduğunu söyledi
Recep Bozdağ'ın haberi:
İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, küreseleşen dünyada ülkelerin birbiren bağımlı ve hızla geliştiğini, ortaya çıkan problemler karşısında gönüllere ve akıllara birlikte hitap etmek gerektiğini belirterek, bu anlamda dinin modern dünyadaki yerinin çok önemli olduğunu söyledi.
Tony Blair, Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde ‘’Küreselleşmenin Krizleri ve Fırsatları’’ başlıklı konferansta yaptığı konuşmasına, ‘’Hem bana hem hepimize İngiltere ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ne kadar yakın olduğunu hatırlattığınız için de teşekkür ederim’’ diye başladı.
Dünyanın hızla değiştiğini, karşı karşıya kalınan zorlukların küresel ve çok uluslu olduğunu, çözümlerin de küresel ve çok uluslu olması gerektiğini vurgulayan Blair, ‘’Hiçbir ülke, tek başına dünyanın sorunlarını çözemez, kendi sorunlarını da çözemez. Ancak küresel kurumlar ve ittifaklar yeterince kuvvetli değil ve küresel siyaset yeterince tanımlanmış değil. Dolayısıyla karşı karşıya olduğumuz zorlukların üstesinden gelebilmek için yeterli çerçeveye ihtiyacımız var. Bu zorlukların üstesinden küresel olarak gelebilmek için karşı karşıya olduğumuz ikilemler hem acil hem de bir an önce çözülmesi gereken, sürekli olarak bizi meşgul eden konular’’ dedi.
Tony Blair, sorunların çözümü noktasında dinin modern dünyadaki yerini çok önemli bulduğunu aktararak, “Problemlere karşı gönüllere ve akıllara hitap etmeliyiz. Yumuşak ve sert gücü bir arada kullanabilmeliyiz” diye konuştu. Tony Blair, değişen Türkiye’nin aslında değişen dünyanın bir parçası olduğunu belirterek, bazen babasının dünyası ile oğlunun dünyasını karşılaştırdığını, iki nesle bakıldığında dünyanın ne kadar değiştiğini görmenin mümkün olduğunu söyledi.
GÜÇ, DOĞU’YA KAYIYOR
Blair, jeopolitik ortamın da değiştiğini ifade ederek, “Bugün güç, Doğu’ya doğru kayıyor. Bunu abartıyor olabiliriz, abartabiliriz, ama hiç şüphe yok ki 21. yüzyıl Batı ile Doğu’nun birbirleriyle ortaklık içinde olmaları gereken bir yüzyıl olacak. Şu anda Arap Baharı diye ifade edilen değişiklik, bölgedeki ülkeleri birer birer içine alıyor, bunlar gerçek anlamda bir devrim. Devrimlerin nerede başladıkları değil, nerede bittikleri önemlidir. Bölgede önemli bir dönüşüm söz konusu. Arap ülkelerinde görülen devrim, aşırıcılık aşamasını geçip, bunun ötesinde demokratikleşme sürecine dönüşecek mi? Önemli sorulardan birisi bu’’ şeklinde konuştu.
Yeni Asya