Bu âyetlerde büyük bir müjde ve tesellî ile büyük tehditler var

Bu âyetlerde büyük bir müjde ve tesellî ile büyük tehditler var

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İ’lem eyyühe’l-aziz! 
İnsanın ba’delmevt, Hâlık-ı Rahmân ve Rahime rücûu hakkında ilânat yapan şu;

1 اِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ
2 وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ    
4 وَاِلَيْهِ الْمَاٰبُ    
3 وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ

gibi âyetlerde büyük bir beşâret ve tesellî olduğu gibi, ehl-i isyana da büyük tehditleri imâ vardır.

Evet, bu âyetlerin sarahatine göre, ölüm, zeval, firak, adem kapısı ve zulümat kuyusu olmayıp ancak Sultan-ı Ezel ve Ebedin huzuruna girmek için bir medhaldir. Bu beşaretin işaretiyle, kalb adem-i mutlak korkusundan, eleminden kurtulur.

Evet, küfrün tazammun ettiği cehennem-i mâneviyeye bak: 5 اَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِى بِى hadîs-i kudsîsi sırrınca, Cenâb-ı Hak kâfirin zan ve itikadını daimî bir azab-ı elîme kalb eder. Sonra, iman ve yakîn ile, Cenâb-ı Hakkın likasından sonra, rızasından sonra, rüyetinden sonra mü’minler için hasıl olan lezzetlerin derecelerine bak. Hattâ Cehennem-i cismanî, ârif olan mü’min için, âsiye kâfirin cehennem-i mânevîsine nisbeten cennet gibidir.

Arkadaş! Âlem-i bekaya delâlet eden berâhinden maadâ, arkasında saflar teşkil edip dualarına bir ağızdan “Âmin! Âmin!” söyleyen enbiya, evliya, sıddikîn imamları, Mahbub-u Ezelînin Habib-i Ekremi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın tazarruatı, duaları, âlem-i bekada insanın bekasına pek büyük burhan ve kâfi bir vesiledir. Çünkü, kâinatı serâpâ istilâ eden şu hüsünler, güzellikler, cemâller, kemâller, o Habibin tazarruatını işitmemek veya kabul etmemek kadar çirkin, kabih, kusur, naks addedilecek birşeye müsaade eder mi? Cenâb-ı Hak bütün nekaisten, çirkin şeylerden münezzeh, müberrâ değil midir? Elbette münezzehtir.

1 : “Hepinizin dönüşü Onadır.” En’âm Sûresi, 6:60; Yûnus Sûresi, 10:4. 
2 : “Hepiniz Ona döndürüleceksiniz.” Bakara Sûresi, 2:245. 
3 : “Herkesin dönüşü sadece Onun huzurunadır.” Mâide Sûresi, 5:18. 
4 : “Sadece dönüş Onadır.” Ra’d Sûresi, 13:36. 
5 : “Kulum beni nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim.” Buharî, Tevhid: 15, 35; Müslim, Tevbe: 1, Zikr, 2, 19; Tirmizî, Zühd: 51, Daavât: 131; İbni Mâce, Edeb: 58; Dârimî, Rikak: 22; Müsned, 2:251, 315, 391, 412, 445, 482, 516, 517, 524, 534, 539, 3:210, 277, 491, 4:106.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye