Bu gibi bedbahtların gözleri, kulakları daima sağ kalsın ki titresinler
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Bakara Sûresi 17-20. âyetin tefsiri
Kur’ân-ı Kerim 1 وَلَوْ شَآءَ اللهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَاَبْصَارِهِمْ cümlesiyle, “Onların ölümle azaptan ve ıztıraptan kurtulmaya istihkakları yoktur, bunun için meşiet-i İlâhiye onların ölümüne taallûk etmemiştir. Taallûk etseydi, gözlerini kör, kulaklarını sağır etmeye taallûk ederdi. Buna da taallûk etmiyor. Çünkü kanun-u İlâhîden hariç kalan bu gibi bedbahtların gözleri, kulakları daima sağ kalsın ki, azapları işitmekten ve akrepleri görmekten zevk alsınlar, yani titresinler” diye sâmie cevap vermiştir.
Sonra bu kıssanın ihtivâ ettiği azamet ve kudret-i İlâhiye ile Cenâb-ı Hakkın umum kâinatta tasarruf sahibi olduğu (ve bilhassa âsâr-ı kudretinden ra’d, berk, sehab mu’cizelerinin görünmesi ile) sâmice tahakkuk edince “Kâinat, heybetinin bir tecellîsi ve bu musibetlerde gazâbının bir kahrı olan Zâtın kudreti ne kadar büyüktür, Sübhanallah!” diye tesbihata başlamıştır.
Kur’ân-ı Kerim de onu tasdiken 2 اِنَّ اللهَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ demiştir.
1 : “Eğer Allah dileseydi, onların kulakları sağır, gözlerini kör ederdi.” Bakara Sûresi, 2:20.
2 : “Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir.” Bakara Sûresi, 2:20.
Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz