Cenâb-ı Hakkın adl ve hikmet içindeki ism-i Hak ve Rahmânirrahîmin cilvesini görmek istersen,
Bu hayvanlar ne yapıyor?


bahar mevsiminde zeminin yüzünde çadırları kurulmuş

muhteşem dört yüz bin milletten mürekkeb nebâtât ve hayvanât ordusuna bak ki;

bütün o milletler, o tâifeler, birbiri içinde oldukları halde,

herbirinin libası ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, tâlimâtı ayrı, terhisâtı ayrı oldukları halde

ve o hâcâtlarını tedârik edecek iktidarları

ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde,

daire-i hikmet ve adl içinde,

mîzan ve intizam ile,

Hak ve Rahmân,

Rezzâk ve Rahîm, Kerîm ünvanlarını seyret, gör;

nasıl hiçbirini şaşırmayarak, unutmayarak, iltibas etmeyerek terbiye ve tedbîr ve idare eder.

İşte, böyle hayret verici muhît bir intizam ve mîzan ile yapılan bir işe,

başkalarının parmakları karışabilir mi?

Vâhid-i Ehad, Hakîm-i Mutlak, Kadîr-i Küll-i Şeyden başka

bu san'ata, bu tedbîre, bu rubûbiyete, bu tedvîre

hangi şey elini uzatabilir, hangi sebep müdâhale edebilir? (Sözler, 32. Söz)


































(Fotoğraflar Zaman Gazetesi sitesinden alınmıştır.)