Bu sınıfta tarih anlatılmaz, yaşatılır
Osmanlı dönemine ait, el yazısı kitaplar, Çanakkale Savaşı’nda kullanılmış tencereler… Bu eserler müzede değil tarih derslerinin işlendiği sınıfta bulunuyor.
Abdullah Karabacak'ın haberi:
Derslerini öğrencilerine sevdirmek amacıyla sınıfı ‘Tarih Müzesi’ne çeviren öğretmen Mustafa Akyel, “Öğrencilerimiz, tarihi dokunarak öğreniyorlar ve dersleri iple çekiyorlar.” diyor.
Zonguldak’ta üstün zekâlı öğrencilerin eğitim gördüğü Bilim ve Sanat Merkezi’nde tarih dersleri çok renkli geçiyor. 15 yıllık tarih öğretmeni Mustafa Akyel, öğrencilik yıllarında sıkıcı bulduğu tarih derslerini kendi öğrencilerine sevdirmek için sınıfı müzeye çevirdi. 1,5 yıllık çalışmasıyla çevresinden ve köylerden topladığı 200 civarındaki tarihi eseri sınıfta sergilemeye başladı. Akyel’in koleksiyonunda 1800’lü yılların sonlarından itibaren 1950 yıllarına kadar geçen dönemde kullanılan her türlü araç-gereç var. Osmanlı dönemine ait kâğıt, madenî paralar, Osmanlıca el yazısı kitaplar, fes, gaz lambası gibi değerli malzemeler, telefon, fotoğraf makinesi, radyo, pikap ve televizyon bunlardan birkaçı. Öğrencilerin teneffüslerde bile eşyaları incelediğini belirten Akyel, “Tarihi eserlere dokunuyorlar. Kendilerini o dönemi yaşıyormuş gibi hayal ediyorlar. Bundan dolayı öğrencilerimiz tarih derslerini iple çekiyor.” diyor.
Çanakkale Savaşı’nın işlendiği bir derste Mustafa öğretmen, önce dijital ekrandan savaş yıllarını tüm detaylarıyla izletiyor. Daha sonra öğrencilere savaş yıllarını anlatmaya çalışıyor. Anadolu insanının yokluk içinde verdiği mücadeleyi, tüm gerçekliğiyle öğretmek isteyen Akyel’in imdadına sınıfın dört bir köşesinde sergilediği tarihi eserler yetişiyor. Başına fes takan Akyel, ecdadın savaş sırasında yemek pişirdiği kazanlar, kepçeler, bakır kaplar ve ibrikleri öğrencilerin ellerine vererek dersi uygulamalı işliyor. Hayatlarında ilk kez gördükleri eşyaları ellerine alarak büyük heyecan yaşayan öğrenciler, dersi daha iyi kavrıyor. Öğrencilik yıllarında tarihe çok meraklı olduğunu belirten Akyel, “Böyle imkânlar olmadığı için tarih derslerimiz soğuk geçerdi. Öğretmen olunca bir çocuk tarihi nasıl sevebilir diye düşündüm ve tarihi eserleri toplamaya başladım. Belli bir seviyeye ulaşınca sınıfta sergileyerek öğrencilerimle paylaştım.” ifadelerini kullanıyor. Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı yıllarında kullanılan eşyaları yakın çevresinden topladığını aktaran Akyel, “Tencere hâlâ simsiyah duruyor. Mesela çocuklar tencereye dokununca elleri simsiyah oluyor.” diye konuşuyor. 10 yaşındaki öğrenci Emirhan Acer, müzelerin aksine derste tarihi eşyalara dokunabildikleri için mutlu olduklarını söylüyor. Bir başka öğrenci Janset Esen de, “Bu ders normal, sıkıcı tarih derslerinden bin kat daha güzel geçiyor. Burada tarihi yaşıyorsunuz. Tarihin içindesiniz, resmen Çanakkale Savaşı’nın ortasındasınız. Görerek, hissederek öğrenmek hem kolay hem de çok eğlenceli oluyor.” diyor.
Zaman