Bugünlerde Uhuvvet Risalesi'ni hararetle tavsiye ederim
Latif Erdoğan, kardeşlik duygusunun önemine vurgu yaptı
Yeni Akit yazarı Latif Erdoğan, bugünlerde daha sık okuduğu Risale-i Nur Külliyatından Uhuvvet Risalesi'ni hararetle tavsiye ettiğini söyledi.
"Gündemdeki hiçbir ekonomik, politik güncel konu bizim ebedi sermayemiz olan kardeşlik duygumuzu örselememeli, hem milli hem de dini bütünlüğümüzün harcı olan bu değeri geçici de olsa bize unutturmamalıdır" ifadelerini kullanan Erdoğan, "İnat, haset ve tarafgirlik gibi menfi tavır ve davranışlar kardeşlik duygumuzu öldüren, bitiren, tüketen dış tesirlerdir. Bu menfi tavırların manyetik alanına giren hiçbir müspet değerin kendi öz cevherini koruyarak ayakta kalabilmesi mümkün olmadığı gibi, söz konusu menfiliklerden oluşan kaypak zeminde kardeşlik duygumuzun ayakta kalabilmesi ve kendinden beklenen semereli sonuçları verebilmesi de mümkün değildir" dedi.
Düşmanlığın olduğu yerde kardeşlik ya hiç yoktur ya da sürgündedir
Erdoğan, yazısını şöyle sürdürdü:
Kardeşlik sadece sevgiyi, muhabbeti kendi gelişimi, oluşumu için rahm-i mader kabul eder. Düşmanlığın olduğu yerde kardeşlik ya hiç yoktur ya da sürgündedir. Hırs, ihtiras, basireti bağlar, feraseti köreltir. Hırsın, ihtirasın salma gezdiği ortamda kardeşlik bilinmez, görülmez olur, gizlenir. Gıybet de ayrı bir beladır. Gıybet, kardeşinin ölü etini yemek, dişlemektir. Böyle bir zeminde, şefkatten, merhametten eser yoktur ki kardeşlikten eser kalsın. İntikam, insanın vahşi yanının medeni yanına galebesidir. Vahşiler medeniyetin varlığına tahammül edemediği gibi intikam sahipleri de en medeni hal olan kardeşliğin mevcudiyetine tahammül edemezler.
Ya bir de bütün bu olumsuz duygu ve davranışların hepsi sökün edip bir toplumun üzerine üşüşmüşse, böyle bir toplum, çatısı temelleri üzerine çökmüş viraneden farksızdır. Artık baykuşlara bayram olsun! Yıkım ki ne yıkım, felaket ki ne felaket. Çare İslam’da. ”Müminler sadece kardeştir” (Hucurat,10) düsturu sonsuza dek rehberimiz. “Müminler, bir binanın birbirini destekleyen taşları gibidir” (Buhari) hadisi, ebedi yol göstericimiz.
Uhuvvet Risalesinden ödünç alarak söyleyeyim
Kardeşliğin mayası iman. İman en kıymetli cevherimiz. Bu cevhere vermemiz gereken önem ve değer başkaca her türlü psikolojik, sosyolojik ve aidiyet kriterinin önünde ve üstünde olmak zorunda. Aksi değerlendirmeler külliyen yanlış ve hata.
Bugünlerde daha sık okuduğum – ki size de hararetle tavsiye ederim- Uhuvvet Risalesinden ödünç alarak söyleyeyim: İman cevherini Kâbe’ye benzetecek olursak, müminde var olan olumsuz özellikleri çakıl taşlarına benzetebiliriz. Nasıl ki, çakıl taşlarını Kâbe’den daha değerli telakki etmek çok ciddi bir yanılma hatta değer ölçülerinde sapma ise, Kâbe değerinde imanı bulunan bir müminin, bazı olumsuz özelliklerinden dolayı değerini sıfırlama da aynı ölçüde bir yanılgı, bir sapmadır.
İman bizi yüzlerce, binlerce birliktelik ile irtibatlandırır, yan yana getirir. Allah’ımız bir, Yaratıcımız bir, Rızık vericimiz bir, binlerce yani Esma-i Hüsna sayısınca bir bir… Esma-i Hüsna sonsuz olduğuna nazaran sonsuz birlik bağlarıyla bizler biriz, beraberiz.
Din, millet, ümmet gibi ebedi, vatan gibi, vatandaşlık gibi daimi birliktelikler de yine bizi bir araya getiren en kıymetli, en değerli birlik saikleri, birliktelik vesileleri. Bu saikler, bu vesileler birer elmas sütun iken, cam parçaları hükmünde olan arızi, geçici çıkarları, menfaatleri, şeytani birliktelikleri onlara tercih etmek kelimenin tam anlamıyla bir zulümdür, adaletten ve de insaniyetten yüz çevirmektir.
“Büyük yürüyüş”, sağlam adımlarla İslam birlikteliğini hedefleyen yürüyüştür
Düşmanlarımız ortak düşman. Dinimizin, milletimizin, maddi- manevi bütün değerlerimizin bunca amansız ve imansız düşmanı varken ve bizler bu müşterek düşmanlarımıza karşı aynı çizgide omuz omuza mücadele vermemiz gerekirken, düşmanın işini kolaylaştırmaktan başka hiçbir anlam ifade etmeyen sorumsuz davranışlarda bulunmak, özellikle de bizi düşmanlarımıza karşı en güçlü kılan kardeşlik sığınağımızı tarumar etmek, kardeşlik kalemizi yıkacak atraksiyonlarda bulunmak ne bu dünyada ne de öteki dünyada affı mümkün olmayan büyük bir vebal, büyük bir günahtır.
Bizim için “büyük yürüyüş”, sağlam adımlarla İslam birlikteliğini hedefleyen yürüyüştür. Bu yürüyüşün ilk adımı da aramızdaki iman kardeşliğini yeniden inşa ve ihya etmektir. Bu açıdan bakıldığında, hem ülkemiz ölçeğinde hem de İslam alemi çapında geliştirilecek kalıcı kardeşliğe her zaman olduğundan daha fazla muhtacız. Yoksa mağlup ve kaybedenlerden oluruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.