Bütün ihtilallerin kaynağı iki kelimedir
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Yirmi Beşinci Sözde, medeniyetle hükm-ü Kur’ânı muvazene bahsinde ispat ve beyan edildiği üzere, beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir:
Birisi: “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne?”
İkincisi: “Sen çalış, ben yiyeyim.”
Bu iki kelimeyi de idame eden, cereyan-ı ribâ ve terk-i zekâttır. Bu iki müthiş maraz-ı içtimaîyi tedavi edecek tek çare, zekâtın bir düstur-u umumî suretinde icrasıyla, vücub-u zekât ve hurmet-i ribâdır.
Hem değil yalnız eşhasta ve hususî cemaatlerde, belki umum nev-i beşerin saadet-i hayatı için en mühim bir rükün, belki devam-ı hayat-ı insaniye için en mühim bir direk, zekâttır. Çünkü, beşerde, havas ve avâm, iki tabaka var. Havastan avâma merhamet ve ihsan; ve avâmdan havâssa karşı hürmet ve itaati temin edecek, zekâttır. Yoksa, yukarıdan avâmın başına zulüm ve tahakküm iner; avâmdan zenginlere karşı kin ve isyan çıkar. İki tabaka-i beşer, daimî bir mücadele-i mâneviyede, bir keşmekeş-i ihtilâfta bulunur. Gele gele, tâ Rusya’da olduğu gibi, sa’y ve sermaye mücadelesi suretinde boğuşmaya başlar. (Mektubat-Yirmi İkinci Mektup-İkinci Mebhas)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
avâm : halk tabakası, fakirler
beşer : insanlık
cereyân-ı ribâ : faizin devam etmesi, dolaşımı
düstur-u umûmi : genel prensip
eşhâs : şahıslar, kişiler
hayat-ı içtimaiye : toplum hayatı
havas : zenginler
hurmet-i ribâ : faizin haram oluşu
hükm-ü Kur’ânî : Kur’ân’a dayalı hüküm, ilim
ihtilâlât : ihtilaller, karışıklıklar
maraz-ı içtimaî : sosyal hastalık
menşe : kaynak
muvazene : dengeleme
nev-i beşer : insanlık
rükün : esas, şart
sa'y: çalışma
terk-i zekât : zekâtın terki, zekât vermemek
vücub-u zekât : zekâtın farz oluşu