Çağdaş din İslam'dır!
Bakara Sûresi’nin 256. âyetinde “Lâ ikrâhe fiddîn”, ‘Dinde zorlama yoktur’ buyrulduğunu görmüştük. Bu konuyu biraz daha açalım, ama öncelikle şu hususu belirtelim.
Bakara Sûresi’nin 256. âyetinde “Lâ ikrâhe fiddîn”, ‘Dinde zorlama yoktur’ buyrulduğunu görmüştük. Bu konuyu biraz daha açalım, ama öncelikle şu hususu belirtelim. Dinde zorlama yoktur deyince hiç kimseye sorumluluk, ceza ve azap yoktur, herkes bildiğini yapsın şeklinde anlaşılmasın. Dine aykırı hareket edenler, elbette cezasını er geç göreceklerdir. Bu hususta Hac Sûresi âyet 18’de şöyle buyrulur.
“Görmedin mi göklerde ve yerdekiler, ay ve yıldızlar dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah’a secde ediyor, birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur...”
İşte âyet-i kerimede görüldüğü gibi; dağlar, ağaçlar ve hayvanlar dahi Allah’a şükredip dururken, Allah’ın emrine isyan edip şeytana uyanların yanlarına kâr kalmayacak elbette cezalarını mutlaka görecekler.
Yunus Sûresi, âyet 14’de Allahü Teala, “Eğer Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunanların hepsi iman ederdi...” buyurur.
İnsanlar hür iradeleriyle dinlerini seçmelidirler. Ve seçmişlerdir de, hiçbir kimseye İslâm’a gir diye zor kullanılmamıştır. İslâm’ın idaresi altında müşrik olsun kitap ehli (yani Yahudi, Hıristiyan) olsun hepsi din hürriyeti ile yaşamışlardır. Mesela bir müşrik dilerse Yahudi veya Hıristiyan olabilir, hiçbirine Müslüman ol diye zor kullanılmaz, ahdinde durmak ve vergisini vermek şartıyla dininde bırakılır, savaş yoluyla mağlup olduğu takdirde bile insanlar din değiştirmeye asla zorlanmayıp adalet ölçüsü içinde bir vergiye mecbur tutulur, İslâm’da savaşın gayesi, intikam, öldürme din değiştirmeye zorlama değil. Cihadın gayesi; insanları zulümden kurtarmak, zorlama kabul etmeyen dini, hakim kılarak herkesi mensub olduğu inançda bırakıp, gücünün yettiğine zor kullanan hak düşmanlarına mani olmaktır, işte örneği İstanbul’un fethinden bugüne kadar, bir gün dahi susmayan kilise çanları, hatta Avrupa’da zulüm gören gayri müslimler dâhi, dini, milleti ne olursa olsun İslâm’a sığındıklarını görüyoruz. Hakiki demokrasiyi insan haklarını İslâm’da bulmuşlar. Din ve vicdan hürriyetini İslâm’da görmüşler. Bu çağ İslâm’ın çok gerisinde kalmış, iptidai bir çağdır. Dünya insanlığının; İslâm’dan alacağı ve öğreneceği çok şey vardır.
Kaynak: Vakit
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.