Câhiller onlara bir lâf attıkları zaman, böyle derler, geçerler
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Furkan Sûresi 63-66. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
63 . Rahmân’ın kulları ise, öyle kimselerdir ki, yeryüzünde tevâzû‘ (ve vakar) içinde yürürler; câhiller onlara bir lâf attıkları zaman, “Selâm (Allah selâmet versin)!” derler (geçerler).
64 . Onlar ki, Rablerine secde eden kimseler olarak ve kıyâma durarak gecelerler.
65 . Ve onlar ki: “Rabbimiz! Cehennem azâbını bizden uzaklaştır! Çünki onun azâbı devamlıdır” derler.
66 . Gerçekten orası ne kötü bir karargâh ve (ne kötü) bir ikāmetgâhtır! (*)
(*) “(Furkān Sûresi: 65, 66 âyetleri) gibi pek çok âyetler ve başta Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm umum peygamberler ve ehl-i hakîkat, her vakit duâlarında en ziyâde: اَجِرْناَ مِنَ النَّارِ [Bizi ateşten koru!] نَجِّناَ مِنَ النَّارِ [Bizi ateşten kurtar!] خَلِّصْناَ مِنَ النَّارِ [Bizi ateşten halâs eyle!] ve vahiy ve şuhûda (görmelerine) binâen, onlarca kat‘iyet kesb eden (kesinlik kazanan) ‘Cehennemden bizi hıfz et! (koru)’ demeleri gösteriyor ki, nev‘-i beşerin (insanlığın) en büyük mes’elesi Cehennemden kurtulmaktır ve kâinâtın pekçok ehemmiyetli ve muazzam ve dehşetli bir hakîkati Cehennemdir ki, bir kısım o ehl-i şuhûd ve ehl-i keşif ve ehl-i tahkîk (Allah’ın velî kulları) onu müşâhede eder (görür) ve bir kısmı teraşşuhâtını (izlerini) ve gölgelerini görür, dehşetinden feryâd ederler. ‘Bizi ondan kurtar!’ derler.” (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 224)