Çanakkale'den sonra en önemli zaferlerden Kut'ül Amare'nin Komutanı ve Said Nursi
İngilizleri perişan eden Kut'ül-Amare eden zaferin 107. yıldönümü
Ahmet Bilgi-RİSALEHABER
Bu yıl 107. yıldönümü kutlanan destansı zafer, zor şartlar ve imkansızlar içerisinde silahı inanç olan ordunun neler başarabildiğinin tarihteki önemli örnekleri arasında yer alıyor. Osmanlı'nın Çanakkale'den sonra en önemli zaferlerinden Kut'ül Amare, Birinci Dünya Savaşı'nın temel muhaberelerinden biri olarak tanımlanıyor.
HALİL PAŞA, SAİD NURSİ İLE 'SENLİ-BENLİ' OLAN ENVER PAŞA'NIN AMCASI
"Bilinmeyen Yönleriyle Bediüzzaman Said Nursî" kitabının yazarı araştırmacı-yazar Necmettin Şahiner, Said Nursi ile Kut’ül-Amare fatihi Halil Paşa arasında sürekli bir iletişim olduğunu belirtiyor.
Said Nursi'nin Enver Paşa ve Kut'ül-Amare fatihi Halil Paşa ile ilişkisine dikkat çeken Şahiner, Halil Paşa'nın Enver Paşa'dan bir yaş küçük amcası olduğunu hatırlatan Şahiner, "Bediüzzaman ile Enver paşa senli-benli. Bediüzzaman Bitlis cephesinde, Halil Paşa Irak cephesinde" dedi.
Şahiner, en sevdiği talebelerinden Molla Habib'in Said Nursi ile Halil Paşa arasında haberleşmeyi sağladığını; yine bir haberleşme çabası sırasında Molla Habib'in Gevaş'ta şehit düştüğünü söyledi.
KUT’ÜL AMARE SAVAŞI VE HALİL PAŞA
Kut'ül Amare savaşı Türkiye'de 1952 yılına kadar Kut Bayramı adı altında kutlandı. Fakat Türkiye'nin NATO'ya girmesinden sonra Kut'ül Amare savaşı unutturulmaya çalışıldı. İngilizlerin yaptığı büyük baskı sonucu bu büyük zafer ders kitaplarından bile çıkartıldı.
Kut'ül Amare savaşı 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak'ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir.
KUT-ÜL AMARE MUHAREBESİNDE NELER OLDU?
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun Komutanlığı'na atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı. İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçti ancak, 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4 bin askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede 9. Kolordu Komutanı Miralay 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük olan amcası Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde bin 600, 21 Ocak Hannah Muharebesi'nde 2 bin 700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. 8 Mart 1916'da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettilerse de 3 bin 500 asker kaybederek geri çekildiler. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
VE ZAFER
Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap olarak adlandırılan bölge, Dicle, Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı (Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezi’ne kadar uzanır.
Irak petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya geçmişler, ilerleyen aylarda bu saldırılarını kuzeye doğru genişletti. İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kut’ül-Ammare’yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye’yi işgal etti. 23 Kasım 1915’de ileri harekata geçen Türk birlikleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri püskürterek Kut-ül Ammare’de çember içerisine almayı başardı. Kut’ül-Ammare’yi bir kale gibi savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda kaldı. Türkler, Kut’ül-Ammare’de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere toplam 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 askeri esir aldı.
İNGİLİZLER 40 BİN KAYIP VE ESİR VERDİ
Tarihe Kut’ül Amare zaferi olarak geçen savaşlar sırasında İngilizler 40 bin kayıp ve esir verirken Türk birlikleri ise 25 bin askerini kaybetti. Kut’ül Amare savaşı sırasında Türk birlikleri sınırlı sayıda uçakla önemli görevler yaptı. Keşif görevleri yapan Türk uçakları bir taraftan da düşman hedeflerini bombardıman etti. 26 Nisan 1916’da Kut’ül Amare’deki İngiliz kuvvetlerine erzak yardımına çalışan bir İngiliz uçağı da Türk avcı uçağı tarafından düşürüldü.
Ancak kazanılan bu tarihi zafere rağmen savaşın genelinde mağlup olan Türk ordusu, takviye edilen İngilizlerin bölgeyi Şubat 1917’de işgal etmesine engel olamadı. Irak’ın güneyine 1914 sonlarında çıkarma yapan İngilizler, ancak Mart 1917’de Bağdat’a ulaşarak kenti işgal etti.
ÇANAKKALE’DEN SONRA KAZANILAN EŞSİZ BİR ZAFER
Kut’ül-Ammare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve bir İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir. Halil Paşa, Kut’ül-Ammare zaferinden sonra 6’ncı Ordu’ya yayınladığı mesajında şöyle demiştir:
“Arslanlar!
Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir.
Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”
İNGİLİZ PRESTİJİNİN YEDİĞİ EN BÜYÜK DARBE
Avustralyalı araştırmacı Dr. Gaston Bodart tarafından Kut’ül-Ammare Zaferi, “İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı’nda yediği en büyük darbe olarak yorumlanmaktadır.”
Halil Paşa, Kut’ül-Ammare’nin teslim alındığı gün orduya bir tebrik mesajı yayımlamış ve bu günün “Kut Bayramı” olarak kutlanmasını istemiştir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.