Canlı yayında Said Nursi'yi tartışalım mı?

Canlı yayında Said Nursi'yi tartışalım mı?

Gelin televizyon ekranında, canlı yayında "Said Nursi’de Bilim"i tartışalım, ondan sonra düşünelim

Risale Haber-Haber Merkezi

Said Nursi'de hikmet arandığını eleştiren Cumhuriyet yazarı Güray Öz'e cevap Prof. Dr. Himmet Uç'tan geldi. Cumhuriyet gazetesi ve yazarlarının tek yönlü eleştiri yaptıklarını, özellikle Said Nursi'nin eserlerini okumadan yazdıklarına dikkat çeken Prof. Himmet Uç, bir çağrıda bulundu: "Gelin televizyon ekranında, canlı yayında 'Said Nursi’de Bilim'i tartışalım, ondan sonra düşünelim" dedi.

İşte Prof. Dr. Himmet Uç'un "Giray Öz’e bir tatlı mukabele" başlıklı cevabi yazısı:

Sayın Giray Öz, adınız Kırım’ın meşhur hanedanından Sahip Giray Han’dan geliyor, siz bir kahramanın adını taşıyorsunuz. Bediüzzaman da Doğu cephesinde Ermeni ve Ruslara karşı çarpışmış, Van civarında Ermenilerin tahribatını engellemiş, Enver Paşa tarafından Hasankale cephesinde çarpışırken ünlü eseri İşara'tül icazı yazmış.

Bediüzzaman kahraman bir adam, doğduğundan öldüğü güne kadar, hatta öldükten sonra mezarı bile zulme uğramış. 1960 yılına kadar bütün ömrü çile, ıztırap, zulüm ve işkence ile geçmiş. O bir aristokrat değil, halkın içinden Sofu Mirza’nın oğlu olarak Bitlis'in bir köyünde doğmuş. Ne Sorbon'da okumuş ve Heidelberg’de. Neden bu insana o da sizin gibi bir yazar olduğu halde sevgi duymuyorsunuz?

Ama her şeyi bir yana koyalım şu adamın hayatı ve mücadelesi ile ilgili bir şeyler okuyun, hayatını bir periyodik olarak ve eserlerini bir veya bir kaçını okuyun, bu ülkede artık seksen yıldır aşağılanan bir insanı ve talebelerini anlayınız lütfen. Bu insanlar zulmün yer altı dehlizlerinden sabırlarıyla, gözyaşları ile gelmişler, hiçbir zaman en büyük zulmü gördükleri halde radikal bir tavır göstermemiş büyük insanlar. Kendi hallerine dünyanın en sukünet içinde cemaati olarak hayatlarını sürdürüyorlar.

Bakın Bediüzzaman cidden büyük bir alim, hem filozof, eserlerinde batının bütün nihilist ve natüralist ve idealist filozoflarına göndermelerde bulunan bir büyük filozof. Büyük bir felsefi eleştirmen, Gazali’nin Tuhfetül Felasifesi'nden sonra en büyük  felsefe eleştirmeni. Marks’ın ve Niçe’nin bütün iddiaları isim vermeden eleştirmiş onlara bile sataşmamış ama felsefelerini eleştirel süzgeçten geçirmiş. Holbach gibi natüralist filozofları natüralist iddialarını eleştirmiş, bütün bunlar eserlerinde var. Kant‘ın akılcılığını yeni bir vadiye çekmiş, Descartes’in scolastiğini daha akılcı bir yola getirmiş.

Kelam’da, Tefsir’de yenilikler getirmiş, Kur’an tefsircilerinin görmediği bir boyutta olayları yorumlamış. Bir Hazreti Eyyüb ve Yunus ve Yusuf aleyhisselamın kıssalarına güncel boyutlar kazandırmış, klasik yorumlar getirmiş. Kur’an‘a bakışta o kadar çok şey yapmış ki. Bunlara bir bakın eleştiri bilmeden olmaz, ondan sonra gelin konuşalım. Siz ve gazeteniz Cumhuriyet tarihinden itibaren eleştiriyi kendine gaye edinmişsiniz ama iki yönlü ve terazi bir mantıkla okumadan eleştiri olmaz.

Bediüzzaman bilim tarihinde, büyük yenilik yapmış, teşrih-i bedeni insanı anotomi ile estetik arasındaki bağı 1909'da söylemiş. İnsan fizyolojisinden, bitki fizyolojisinden, jeolojiden, yer tabakaları ilminden, özellikle astronomiden, fizikten, matematikten çok örnekler vererek kiliseyi yerle bir eden laboratuara karşı dinleri korumuş ama radikal bağırtılarla değil, makul eleştirilerle.

Dinlerin önemli hakikatlerini, haşri bugünün insanının anlayacağı kadar anlatmış. Marks ve İbni Sina öldükten sonra dirilmeyi akli görmezken bu konuyu akli bir boyuta getirmiş. Daha neler neler... Estetik ve armoni ile tevhid arasındaki bağları kurmuş, evrenin ve insanın eylemlerindeki estetik öğelere dikkat çekmiş, dini bir estetik boyuta getirmiş.

Sayın Giray Bey şunu söylüyorum, böyle aşağılayıcı bozuk plak gibi yıllardır bazı kelimelerle bu büyük adamı karalamayın. Artık ona gücü yetmez insanlığın, o kendini bir millete değil bütün dünyaya isbat etmiş bir adam, bir bölgenin, bir toplumun malı değil o din gibi mal-ı umumidir. Gelin okuyun, ondan sonra eleştirin. Gerçekten bazı kelimeleriniz çok kırıcı ve aşağılayıcı. Bediüzzaman hurafelerle mücadele etmiş, bütün kitaplı dinlerin, ilimlerin ve felsefelerinin meselelerini en ciddi bir akli yorumla yorumlamış. Hurafe sözü son derece büyük bir iftira, okuyun neresi iftira ise orayı tartışalım. Allah hepimizin ağzından çıkanları yargılayacak. Gelin okuyalım sonra değer verelim, bu ülke hepimizin.

Bu savaşı bırakalım. Büyük Yunus gibi; "Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz."
Sadi gibi, “Dünya öyle bir meta değil ki bir nizaa deysin” diyelim. Allah–ı Zülcelel, "Birbirinizi sevmedikce hakiki mümin olamazsınız" diyor.

Aziz yazar arkadaşım. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Nobel ödüllü yazar Thomas Stearn Eliot, "Birileri bir yerlere konuyor onlar oraya layık olduğundan değil, orasını doldurmak gerektiğinden” diyor. Büyük eleştirmenler gibi hareket edelim, en azından Nurullah Ataç gibi, Tanpınar gibi vesaire. Gelin televizyon ekranında, canlı yayında  "Said Nursi’de Bilim"i tartışalım, ondan sonra düşünelim.

Selamlar, muhabbetler.