Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz, sözü doğru mu?

Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz, sözü doğru mu?

Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz. Zehebi Mizan (7/189) İbni Hacer Tehzibut Tehzib (12/49) İbrâhîm Neha'î de ateş halkı için: “Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır, meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun.” âyetinden dah

Aslında, cennet ve cehennemin sona erip ermeyeceği konusu daha çok şu iki ayetle ilgili olarak söz konusu edilmiştir:

“Rabbinin dilediği hariç, onlar gökler ve yer durdukça o ateşte ebedî kalacaklardır. Şüphesiz Rabbin dilediğini yapandır. Mutlu olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada kalacaklardır. Bu, onlara Rabbinin hiç kesilmeyen bir nimetidir." (Hud, 11/107-108)

Oysa, Beyhakî’nin rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Abbas’ın bu konudaki görüşü çok açıktır. İbn Abbas, Hud Suresindeki 107 ve 108. ayetlerinde geçen “Rabbinin dilediği hariç” istisnasını şöyle yorumlamıştır:

“Muhakkak ki Rabbin dilemiştir ki, kâfirler cehennemde ebedî olarak kalacaklar, müminler de cennette ebedî olarak kalacaklardır.” ( Muhammed b. İsmail es-Sananî, İbtalu edilleti fenai’n-nar, 1/68).

Buna göre cehennemde ebedi kalmayacağı belirtilenler, mümin olarak vefat ettiği halde günahının ağır gelmesinden dolayı cehenneme girenlerdir.

- Bu konuda Hz. Ömer’den nakledilen bir hadis rivayeti mürsel-zayıf olarak değerlendirilmiştir. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 11/422)

- “Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz.” (Taberi, 15/484) manasındaki İbn Mesud’a isnat edilen haberin batıl olduğu/sağlam olmadığı bildirilmiştir. (El-Elbani, Refu’l-Estar, 1/75).

Beğavi de eğer bu gibi haberler sabit olursa, ehl-i sünnete göre söz konusu cehennemden çıkacak olanlar Tevhid ehli olan ve günahlarından ötürü cehenneme giren müminlerdir.  Kâfilrer ise orada ebedi, kalacaklardır.” (Beğavi 2/403)

- Ehl-i sünnet itikadına göre, cennet ve cehennem yaratılmış olup şu anda mevcuttur.  Ve asla yok olmayacaktır. (bk Hafız el-Asbahanî et-Teymî, el-Hücce, 1/471; Muhammed b. Abdurrahman el-Hamîs, İtikadu ehli’s-Sünne, 1/160-161)

- Meallerini vereceğimiz ayetlerde cennet ve cehennemin ebedi olduğu ifade edilmiştir.

“İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır… Onlar orada devamlı kalacaklardır.” (Bakara, 2/25, ayrıca bk. Bakara, 2/82).

“İman edip  makbul ve güzel işler yapanlara gelince… onlar cennetlik olup orada ebedi kalacaklardır." (Araf, 7/42)

“Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşatıp kapladığı kimselere gelince onlar cehennemliktir. Hem de onlar orada devamlı / ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/81)

“Bizim ayetlerimizi yalan sayan ve kibirlenerek onlardan yüz çevirenlere gelince, onlar cehennemliktir, hem de orada devamlı / ebedî kalacaklardır.” (Araf, 7/36)

Birer misal verdiğimiz ayetlerde geçen ve “devamlı / ebedî” olarak tercüme ettiğimiz “halidûn” kelimesi, “HULD” kökünden gelmektedir.

- Bu kelimenin lügat anlamı, bakî kalmak, ebedî kalmak demektir. Cennette halid olmak demek, oradan hiç çıkmadan, ebedî olarak yaşamaktır. Huld diyarı, bakî / ebedî memleket anlamına gelir. Cennetin bir ismi "Daru’l-huld"dür. Halkının orada bakî kalacağını ifade etmektedir. (bk  Lisanu’l-Arab.  Tehzibu’l-luga, Kitabu’l-Ayn, “HLD” maddesi)

Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.