Cemaatler ABD'nin tam ortasında

Cemaatler ABD'nin tam ortasında

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un sözleriyle başlayan cemaat tartışmalarına en güzel cevap Amerika'dan geldi

Emrah Ülker'in yazısı:

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yıllık değerlendirme toplantısının 9 Türk televizyon kanalı tarafından yayınlandığı saatlerde, 3 Amerikan televizyon kanalı da Joel Osteen'in konuşmasını veriyordu.

Osteen, konuşmaları aynı anda birkaç Amerikan kanalı tarafından verilen iki isimden birisi. Diğeri de başkan. Akıcı konuşması ile dikkat çeken, uzun boylu, yakışıklı ve şık giyimli Osteen, 30 bin dinleyici önünde irticalen konuşuyordu. Ne anlattığına gelince, İncil tefsiri yapıyordu. Kendinden geçmiş 30 bin kişinin bazıları gözyaşları içerisinde dinliyordu anlatılanları.

Amerika'nın en önemli tele-vaizlerinden olan rahip Osteen, vaazlarında insanları doğru yola çağırması ile biliniyor. Babasının kurduğu cemaatin şimdiki lideri olan Osteen, her hafta sonu binlerce müntesibinin önünde heyecanlı vaazlar veriyor. Houston'daki 16 bin kişilik spor salonunu, aynı anda 30 bin kişinin ibadet edebileceği bir kiliseye çevirerek dikkatleri topladı. Televizyondan canlı yayınlanan haftalık vaazlarını izleyenlerin sayısı 7 milyona ulaşınca yayınevlerinin de ilgisini çekti. Çıkardığı kitap 2005 yılının en çok satanları arasına girdi.

Hollywood filmlerinde yansıtılan Amerika aslında 300 milyonluk bu ülkenin çok küçük bir bölümü. Çoğunlukla dindar insanlardan oluşan, Osteen gibi vaizlerin konuşmalarını dinleyen bir halk Amerikan halkı. PEW Forum tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bu ülkedeki vatandaşların yüzde 82'si için din hayatın önemli bir parçası. Amerikan halkının yüzde 69'u ayda en az iki kez ibadethaneye gidiyor. Halkın yüzde 80'den fazlası bir ibadethaneye -kiliseye veya camiye, havraya- üye olduğunu, başka bir deyişle bir cemaate mensubiyetini beyan ediyor. Cemaat üyeliği ve bağlılığını açıklamak, hatta onun yolunda koşturmak da toplumda saygı gören bir davranış.

Kapı kapı dolaşarak tebliğde bulunmaları ile bilinen Yehova Şahitleri, Amerika'nın en bilinen dinî grupları arasında. 10 milyonu aşkın mensubu ile büyük şehirlerde, caddelerde broşür dağıtan Yehova Şahitleri yerleşim birimlerinde ev ev geziyorlar. Kapınızı çalıp, kibar bir şekilde "sizi aydınlatmaya geldiklerini" söylüyorlar. Bazen kapıdan kovulan Yehova Şahitleri'nin yaptıkları elbette ki zorluğundan dolayı gıpta ile izleniyor.

Amerikan ordusundaki her inançtan askerler için maaşını Pentagon'un karşıladığı 3000 kadar din adamı var. Budizm'den İslam'a, Yahudilik'ten Hıristiyanlığın onlarca değişik koluna kadar yüzlerce din adamı, tam zamanlı olarak görev yapıyor. Bunlara ek olarak her an sefer görev emri bekleyen 2000 kadar da yedek din adamı mevcut. Bu 5000 insanın orduda görev yapmalarının en büyük şartı bir cemaati temsil etmeleri.

Amerika'nın imam-hatipleri; cemaatlerin özel okulları

Amerika'da cemaatlerin eğitim alanında da önemli bir yeri ve etkinliği var. 100 bine yakın devlet okuluna karşılık faaliyet gösteren 33 bin özel okulun yüzde 80'i resmen cemaatler tarafından işletiliyor. Devlet okullarının seküler yapısına karşılık, özel okullar -bir benzetme yaparsak- Türkiye'deki imam-hatipleri andırıyorlar. Bu okulların müfredatında fen ve sosyal bilimlerin yanında din dersleri de bulunuyor. 23 bin cemaat okulunun 7500'ünü Katolikler, kalanını da onlarca değişik cemaat işletiyor. Veliler çocuklarını hangi gruba ait olduğu belli okullara gönderirken, dinî eğitim alacağını da biliyor. Daha doğrusu dinî eğitim de alması amacıyla gönderiyor çocuğunu. Hepsi paralı eğitim veren bu cemaat okullarından mezun olan öğrenciler, istedikleri üniversitenin istedikleri bölümüne -elbette puanları yeterse- devam edebiliyorlar.

Amerikan üniversitelerinin sağladığı özgür düşünme ortamı dünyanın dört bir yanından öğrencileri ve araştırmacıları kendine çekiyor. Sayısı 4100'ü aşan yükseköğrenim kurumlarının içinde özel üniversitelerin oranı yüzde 70'ler civarında. Aralarında 200 yıllık tarihi olan özel üniversitelerin önemli bir kısmını ise cemaatler işletiyor. İsimlerini tüm dünyadan insanların bildiği çok prestijli bu üniversitelerin mütevelli heyetlerinde kiliselerin papazları da bulunuyor, o cemaate mensup işadamları da...

Onlarca farklı cemaatin binlerce eğitim kurumu yanında, gazeteleri, televizyonları, radyoları ve yayınevleri de var. Faaliyetleri finanse etmek için birtakım ticari işler de yürütüyorlar. Dini bir cemaat tarafından işletilen bir apartmanda oturmak, bazıları için tercih edilen bir durum olurken, dini bir cemaatin işlettiği markette alışveriş yapmak, kandırılmayacağını düşünen vatandaş için cazibe noktası da olabiliyor. Aksini düşünen de kendi tercihine uygun adreslere gidiyor.

Amerika'yı cemaatler kurdu

Amerika'nın ilk Avrupalı sakinleri 'pilgrim'ler, eski kıtadan yeni kıtaya dinlerini daha iyi yaşamak için gelmişler, kurdukları koloni ile bugünkü 300 milyonluk ülkenin temellerini atmışlardı. Günümüzde Massachusetts olarak bilinen eyaletin ilk sakinleri Püritan cemaatine mensuptu. Alexis de Tocqueville, Amerika'da Demokrasi adlı eserinde "pilgrimlerin püritanizmini" Amerikan demokrasisinin sağlam temeller üzerinde kurulmasındaki en büyük etken olarak gösterir. Amerika'nın "Kayı boyu" şeklinde de niteleyebileceğimiz Puritan cemaatinin çalışkanlığı, dürüstlüğü ve temiz ahlakı Amerikan tarihi kitaplarında bir hayli sayfa işgal ediyor.

Avrupa'daki dinî baskıdan kaçarak kendilerini Amerika'ya atan cemaatlerden Quakerlar ise 1700'lü yıllardan itibaren köleliğe itirazları, ölüm cezasına karşı duruşları gibi özellikleri ile dikkat çeken bir grup. Müntesiplerinin sayısı az olmasına rağmen dünyanın dört bir yanında yürüttükleri etkili savaş karşıtı çalışmalar ile tanınan Quakerlar, 1947 yılında Nobel Barış ödülü alacak kadar dünyanın saygı duyduğu bir cemaat.

Püritanlar ve Quakerlar gibi ülkenin ilk sakinlerinden Amishler de, 5-6 milyonu aşmayan müntesibine rağmen Amerika'nın en bilinen cemaatlerinden. 'Teknoloji karşıtlığı' kelimeleri ile özetlenebilecek dinî duruşları nedeniyle, birçoklarınca garipsense de hâlâ saban ile tarla sürmeye devam ediyorlar. Elektrik veya telefon kullanmıyorlar. Birçok Amerikalı, elektriksiz, cep telefonu ve internetsiz bir hayatı düşünemese de, Amishlerin yaşadığı bölgelerde suç oranının neredeyse sıfır olmasına gıpta ile bakıyor. Tercihlerinden dolayı asla küçümsenmeyen Amishlerin zoru seçmelerine duyulan saygı üst seviyede.

Koca bir eyalet mormonlar'dan soruluyor

Nüfusunun büyük kısmını Mormonların oluşturduğu Utah'ta deyim yerindeyse toplumun normları Mormonlar tarafından belirleniyor. Mormonlar, aslında Amerika'yı Amerika yapan değerlerin başında gelen bilimsel düşünce ve toplumsal değer yargılarından bir hayli uzak bir yapı. Hıristiyanların kutsal kitabı İncil'in yanında dini kendilerince yorumladıkları "Mormon Kitabı"nı okuyorlar. Kurucuları Joseph Smith'i peygamber olarak görüyor, çok eşliliği savunuyorlar. Bu tür nedenlerle klasik Hıristiyan cemaatlerin de yoğun tepkisini çekmelerine rağmen, son yıllarda Amerika'da müntesiplerini en fazla artıran dinî grupların başında geliyorlar. Dünya çapında 13, Amerika'daki 6,7 milyon takipçisi ile son 10 yılda yüzde 200'ün üzerinde büyüyen bir yapı. Binlerce kişinin aynı anda ibadet edebildiği devasa kiliseleri var. Tüm bunları yapabilmek için gerekli finansman, grubun sahip olduğu bankalar, hastaneler, fabrikalardan elde edilen gelirden sağlanıyor. Onlarca radyo, gazete ve televizyon kanalına sahipler. Zaman