Cemil Meriç: Said Nursi'nin her risalesi bir çığlık, şuuraltının çığlığı
Büyük mütefekkir Cemil Meriç'i vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz
Cumhuriyet tarihinin en önemli mütefekkirlerinden biri olan Cemil Meriç, 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu, 13 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat etti.
Bu Ülke, Işık Doğudan Gelir, Bir Dünyanın Eşiğinde, Mağaradakiler ve Umrandan Uygarlığa gibi eserleri olan Meriç, 38 yaşında gözlerini kaybetmiş ancak tefekkür yolculuğundan geri durmamıştı.
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur'a dair çok önemli tespitleri ve övgüleri bulunan Meriç'e bir kez daha Cenab-ı Hak'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Cemil Meriç'in ilgili sözlerinden bir kısmı şöyle:
MUKADDESLERİ ÇİĞNENENLER ONA KOŞTU AKIN AKIN
-"Said'in müridi, bir havariler ormanı. Yekpare ve kesif. Ağaçlar kaynaşmış birbirleriyle. Ve bağrında adsız bir uğultu yükseliyor... Bir fırtına rüzgârına benzeyen Nur risâlelerinin zaman zaman boğuk, zaman zaman heybetli yankısı.
-Said, dağbaşında va'z eden bir mürşit. Hor görülenler, her şeyini kaybedenler, mukaddesleri çiğnenenler ona koştu akın akın.
NURCULARDAN ÖNCE KELÂM VAR
-Nass'ların yalçın duvarları arkasından geliyordu bu ses, târihin içinden geliyordu: kabuğuna çekilmiş yüz binlerce insanı uyandırdı. Bu hayalî insanlar o konuştukça gerçekleşti. Yâni, Nurculardan önce kelâm var.
-O konuştukça, laikliğin kartondan setleri yıkıldı birer birer. Kentle köy, çağdaş uygarlık düzeyi (!) ile Anadolu, tereddütle inanç... karşı karşıya geldi.
HER RİSÂLE BİR ÇIĞLIK, ŞUURALTININ ÇIĞLIĞI
-Nurculuk, bir tepkidir. Kısır ve yapma bir üniversiteye karşı medresenin, küfre karşı îmanın, Batı'ya karşı Doğu'nun isyanı. Her risâle bir çığlık, şuuraltının çığlığı. Zulmün ahmakça taarruzu olmasa, bu münzevi ses böyle sayhalaşır mıydı?
SAİD-İ NURSÎ YALÇIN BİR İRADE, TAVİZ VERMEYEN BİR MİZAÇ
-Tanzimattan beri her hisarı deviren teceddüt dalgası ilk defa olarak Nur kalesi önünde geriler. Bu emekleyen, bu kekeleyen yığın, devrim yobazları için bir yüz karasıdır. Düşünmezler ki kendi yüz karaları bu. Nurcuları yok farzetmek, gaflet. Nurcular adalarında kendi hayatlarına devam edebilirler. Ama kökünden kopmak kimseye mutluluk getirmez. Aydının görevi fildişi kulesini yıkarak bu mazlum kitleyi muhabbetle bağrına basmak, acısını anlamağa çalışmak.
-Said-i Nursî, bir kavga adamı. Yalçın bir irade, taviz vermeyen bir mizaç, tefekkürden çok iman. (Bu Ülke, Sayfa 246-247, İletişim Yayıncılık A.Ş., 7. Baskı, 1992)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.