Cenaze, 'seyyar morg'da korunacak

Cenaze, 'seyyar morg'da korunacak

Cenazeler, 'seyyar morg'da korunarak akrabalarinin köydeki define yetişmeleri sağlanacak.

Küçük yerleşim yerlerinde morg bulunmadığı için cenazenin bekletilememesi, ölen yakınlarını son kez görmek isteyenleri üzüyor. Sıcak yaz günlerde cenazenin şişmesi, kokması gibi ihtimalleri düşünen köy halkı, zaman geçirmeden defin işlemlerine başlıyor.

Cenaze defininden önce yaşanan bu tür sıkıntılar yeni bir sektörün ortaya çıkmasını sağladı. Özellikle köy yerlerindeki cenaze işlemleri için üretilen seyyar morglar yok satıyor. Son teknoloji morglarda en ince ayrıntı bile düşünülmüş. Römork tipi araç, traktörlerin arkasına takılarak istenilen yere götürülebiliyor. Morgun içerisindeki soğutucu motor çalıştığı sürece cenaze günlerce araçta bekleyebiliyor. İki cenaze saklama kapasiteli araçta, cenaze yıkama için gerekli malzeme de sağlanmış. Aracın motor bölümündeki 200 litrelik temiz su tankı ile iki ya da üç cenaze yıkanabiliyor. Sıcak su aracın içine yerleştirilen tüplü ya da isteğe bağlı elektrikli şofbenlerle sağlanıyor. Erciyes Hizmet ve Cenaze Araçları Pazarlama Müdürü Ahmet Akdağ, taşınabilir morga son yıllarda yoğun talep olduğunu dile getirdi. Akdağ, önceleri ayda bir-iki tane sipariş alırken, şimdi aylık ortalama 40 araç ürettiklerini söylüyor. Aracın fiyatı ise özelliklerine göre, 8 ile 15 bin lira arasında değişiyor.

Köylerde cenazeyi bekletmek kadar yıkamak da problemli. Yıkama işlemleri büyük kentlerde mezarlık ya da cami gasilhanelerinde gerçekleştirilirken, köylerde cenaze sahibinin evi önünde veya bahçelerde yapılıyor. Açık alanlardaki ölü yıkama işlemi dinen uygun olmadığı kadar psikolojik açıdan da sakıncalı. Özellikle ölüm gerçeğini tam olarak idrak edememiş çocukların zihninde derin etkiler bırakıyor bazı görüntüler. Yıllardır bu sektörün içinde olduğunu belirten Akdağ, Anadolu halkının her şeye rağmen cenazesini kapısında bekletmek ve yıkamak istediğini de dile getiriyor. Yurtdışında yaşayan kız kardeşinin, babalarının cenazesine yetişemediğini belirten Akdağ, "Bu olay kardeşimin içinde büyük bir acı olarak kaldı. Babamın mezarını her ziyaret ettiğimizde kardeşim hâlâ 'ne olurdu ki son kez görseydim' diye yakınıyor. Keşke bu araç daha önce yapılsaydı." diyor.
Zaman