Cennet, Cenâb-ı Hakkın fazl-ı kereminden bir hediye-i İlâhîyedir
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Bu âyetteki cümlelerin sadeflerinde bulunan cevherleri göstereceğiz.
﴾ وَبَشِّرِ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ 1 ﴿ cümlesinin başında bulunan وَ harf-i atıftır. Atfın her iki tarafı arasında münasebet lâzımdır. Halbuki burada tebşir ile mâkabli arasında münasebet görünmüyor. Ancak mâkablinde inzar vardır. Öyleyse bu tebşir, o mâkablinden tereşşuh eden inzara atıftır.
بَشِّرْ Beşaret tâbiri, Cennetin, Cenâb-ı Hakkın fazl-ı kereminden bir hediye-i İlâhîye olup, amelin ücreti mukabilinde vâcip bir hak olmadığına işarettir. Çünkü hak ve ücretin verilmesi, beşaretle tâbir edilemez. Buna binaen, yapılan ibadet, Cennet için olmamalıdır.
Tebşirin siga-i emir kıyafetiyle zikri, tebliğin takdirine işarettir. Çünkü Resul-i Ekrem (a.s.m.) tebliğe memurdur, tebşire mükellef değildir. Takdir-i kelâm, "Müjdeleyerek tebliğ et" demektir.
Sual - اَلَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا 2 Bu sıla ve mevsule tâbiri, ism-i fâil sigası olan اَلْمُؤْمِنِينَ 3 'den daha uzun olduğu halde neye işarettir?
Cevap - Sûrenin başında tafsilen zikredilen اَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ 4 ilâahir, olan sıla ve mevsule işarettir ki, orada yapılan tafsil, burada yapılan icmâle beyan olsun.
Sual -Sûrenin başında اَلَّذِينَ 'nin sıla denilen dahil olduğu cümle, muzâri sigasıyla zikredildiği halde, burada mâzi sigasıyla zikredilmiştir. Esbabı nedir?
Cevap -Orada makam, iman ve amele teşvik ve medih makamıdır. Buna münasip, muzâri sigasıdır. Burada makam, mükâfat ve ücreti vermek makamıdır. Buna da münasip, mâzi sigasıdır. Çünkü ücret, hizmetten sonra verilir.
وَعَمِلُوا 5 Bu وَ harf-i atıftır. Atfın tarafeyni arasında münasebet lâzım olduğu gibi, mugayeret de lâzımdır. Burada aralarında bulunan mugayeret, mezheb-i İ'tizâlin hilâfına, amelin imana dahil olmadığına ve amelsiz imanın da kâfi gelmediğine delâlet ettiği gibi; عَمَلْ 6 tâbiri de, tebşir edilenin ücret gibi olduğuna işarettir.
اَلصَّالِحَاتِ 7 Bu kelime, birşey ile takyid ve tahsis edilmeyerek, mutlak ve müphem bırakılmıştır. Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh'un telâkkisine göre: "İyi şeyler mânâsında olan صَالِحَاتِ 8 kelimesi, beynennâs meşhur ve malûm olduğundan, mutlak bırakılmıştır."
Ben de diyorum ki: sûrenin başına itimaden burada müphem bırakılmıştır. Çünkü, sûre başında zikredilen وَيُقِيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ 9 âyeti buradaki صَالِحَاتِ 'yi beyandır.
Dipnot-1: "İman eden ve iyi işler işleyen mü'minleri müjdele!" Bakara Sûresi, 2:25.
Dipnot-2: İman eden ve iyi işler işleyen mü'minler.
Dipnot-3: Mü'minler.
Dipnot-4: İman edenler.
Dipnot-5: Amel edenler.
Dipnot-6: İş, davranış.
Dipnot-7: Salih ameller.
Dipnot-8: Salih ameller.
Dipnot-9: "Namazı dos doğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda bağışta bulunurlar." Bakara Sûresi, 2:3.
Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz