CHP'li İnce: Bize hâlâ Türkçe ezanı soruyorlar!
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP'nin dinle ilişkisinin iyi olmadığını hâlâ bazı köylerde kendilerine ezanın Türkçeleştirilmesinin sorulduğunu söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP'nin dinle ilişkisinin iyi olmadığını hâlâ bazı köylerde kendilerine ezanın Türkçeleştirilmesinin sorulduğunu söyledi.
Milliyet Gazetesi'nden Devrim Sevimay'a konuşan İnce, halkın kendilerini "seçkinci" gördüğünü bunun sebebinin ise "CHP'nin dinle olan ilişkisi" yüzünden olduğuna dikkat çekti.
İnce, "Ne yaparsak yapalım bize halktan kopuk bir görüntü veriyor. Bunu aşacak olan da yine bizleriz, ama gelin görün ki bizim arkadaşlarımız cem evine aşure gününe gider, gitmelidir de, ama camiye mevlide gitmez. Oysa aşureye gitmek ilericilik de mevlide gitmek gericilik değil ki. Ama bizde bu var. İkincisi kuşaktan kuşağa aktarılan bazı hikâyeler de bu algıyı besliyor. Mesela hâlâ köylerde insanlar bize ezanın Türkçeleştirilmesini soruyor. Bizim bunları ciddi ciddi oturup konuşmamız ve aşmamız lazım" dedi.
İnsanların "adam yerine konmak" istendiğini de vurgulayan İnce, iki hatırasını da anlatarak halka yakın durmanın nasıl olacağını belirtti.
"Bakın size iki anımı anlatayım:
İlki; bir akşam çok kar yağdı, bizim buradaki köylerden birinin ulaşımı kesildi. Benim de kız kardeşimin eşinin çok güzel dört çeker bir cipi var. Dedim ki “Damat ver bakayım şu cipi bana.” Gece saat 11, bindim cipe, köye kadar çıktım. Hatta son 100 metresini de yürüdüm. Baktım elektrikler kesik, insanlar öyle oturuyor. “Selamünaleyküm” dedim, “Nöbetçi milletvekili geldi. Hasta var mı, doğum yapacak hamile var mı, bir probleminiz var mı? Varsa cip burada, ben gidiyorum” dedim. O köyde son seçimde biz birinci parti çıktık. İçinde türbanlısı da vardı, Kürdü de vardı.
"İkinci anım da 12 yaşımdan kalma. Bizim köydeki okulun müdürü Cumhuriyet gazetesi okuyan, CHP’ye oy veren biriydi. Bir Cuma namazındaydık, müdür tespihlerin rengini beğenmedi, aldı bütün tespihleri duvara fırlattı. Bir de üzerine imama fırça attı. Ama cemaatten hiç kimse o müdüre kızmadı. Niye? Çünkü o camiye giden birisiydi. Eleştiriyordu, ama içerden eleştiriyordu. Bizim bütün yapmamız gereken de bu. Yine eleştirebiliriz, ama içerden olmalıyız. Varoşun da içinden olmalıyız, gecekondunun da, caminin de.