Cuntasız ordu istiyoruz
Argun, "Ordusuz bir millet değil, cuntasız bir ordu istiyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır." dedi.
Ahmet Görçüm'üm haberi
Mazlumder Konya Şubesi Başkanı Derviş Argun, 50 yıldır darbelerin getirdiği sonuçlarla uğraştıklarını belirterek, "Ordusuz bir millet değil, cuntasız bir ordu istiyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır." dedi.
Mazlumder Konya Şubesi tarafından Alaaddin Düğün Salonu'nda düzenlenen "Darbeye Karşı Sivil Savunma" programında konuşan insanları abluka altına almaya çalışan bir kültürün egemen olduğunu ve bu kültürün mahvettiği insanlar olduğunu söyledi.
Vatandaşların hangi cemaat ve silsileden olursa olsun günün safları sık tutma günü olduğuna vurgu yapan Argun, "Darbeci geleneğe karşı durma günündeyiz. Kim olursa olsun zalime karşı ve mazlumdan yana hepimizin hakkı için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. 60 yıllık ömrümüzün 50 yılında darbelerle ve darbelerin getirdiği sonuçlarla uğraştık. Kimse bu anlayışı yanlışa çekmesin, ordusuz bir millet değil, cuntasız bir ordu istiyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Siz bu çağrıya kulak vermekle zaten bu direnişe katılma eyleminde olacağınızı gösterdiniz." şeklinde konuştu.
"Bugün darbeler konusunun taklidini aldık, oyununu çıkardık" diyen program sunucusu tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan ise "Her ne kadar kişi kişiye, yer yere benzese de kimse söylediğimizden alınmasın yalnız yaralı olan gocunsun." ifadesini kullandı.
27 Mayıs 1960'ta 11 yaşında olduğunu belirten Alacakaptan, "O zamanlar ordu mensupları halkın içinde otururlardı. 27 Mayıs'tan sonra 'Türkiye'nin hazinesinde altın kalmadı' denildi. Türk halkı altın alyanslarını devletine bağışladı. Hemen sonrasında İstanbul Esentepe'de ilk askeri büyük site yapılınca ordu mensupları burada korunaklı olarak yaşadı." diye konuştu.
Programa katılan canlı tanıklardan Doç. Dr. Ramazan Yelten de 12 Eylül ihtilalinde 5 yıl cezaevinde kaldığını ifade etti.
12 Eylül'ün Türkiye tarihinde halk tarafından onaylanma düzeyi en yüksek darbelerden biri olduğuna dikkat çeken Yelten, "Bugün bile birçok insanın söylediği gibi darbeciler alkışlarla karşılandı. 'İyi ki ordu geldi, kurtulduk' denildi. Çünkü karanlık bir tablo vardı. Bu tabloyu hazırlayan ortam neydi? Cunta ordunun içerisinde yasadışı bir şekilde örgütlenmiş çetedir. Ordunun hepsiyle ilgisi yoktur. Zaten darbe yapabilmek için önce orduda darbe yapmanız gerekiyor. Darbeyi hazırlayan cuntacılardır. Halkı sağa sola bölerek, birbiri aleyhinde kışkırtarak ve politik kamplara bölerek gerekli ortam hazırlandı." ifadelerini kullandı.
"12 EYLÜL'DE 1 MİLYON 860 BİN KİŞİ FİŞLENDİ"
12 Eylül darbesinde 650 bin kişinin göz altına alınıp, 1 milyon 860 kişinin fişlendiğini hatırlatan Yelten, "99 bin kişi darbeden cezalandırılmış. 7 bin kişiye idam istenmiş, 510 kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi idam edilmiş. 300 bin kişi kuşkulu bir şekilde ölmüş. 171 kişi işkenceden öldüğü belgelenen insanlar. Cezaevlerinde 299 kişi ölmüş, 14 kişi açlık grevinden ölmüş, 73 kişiye doğal ölüm raporu verilmiş. Bu olayların hepsi, kurulan dev mahkemelere bakıldığında, devlet aygıtı sadece bu işle uğraştı. O sırada Türkiye'nin dış borcu büyüdü. Her kurumun başına bir asker oturtuldu." dedi.
1960'tan sonra Türkiye'nin başından çok iş geçtiğini söyleyen Nevzat Arabacı da "Bizim anlayışımız derinleşip, yüceldikçe, direniş bilincimiz geliştikçe, nereye varmamız gerektiğini anlama derecemiz yükseldiği zaman, üniformanın arkasına sıkışan insanlar bize bir şey yapamazlar. Elektrik verdiler, soydular, işkence yaptılar, bunlar bir şey yapmaz. Ama yeter ki bilincinizi diri tutun. Varsın bedeniniz nasır tutsun. Bugün dünyada ve Türkiye'de biz Müslümanlar mağlupsak, eğriler uyanık olduğu içindir. Biz doğrular uyanmadığımız sürece bu durum değişmez, uyanın." açıklamasında bulundu.