Deprem yönetmeliği dikkate alınmalı

Deprem yönetmeliği dikkate alınmalı

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Rıza Parsa, “Şili’de meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem bir afete dönüşmedi. Bu büyüklükteki depremi Bursa veya İstanbul’da görmeyi hiç istemeyiz. Hakikaten büyük bir kargaşa olu

Hüseyin Hiçdurmaz'ın haberi

Mimarlar Odası’nın davetlisi olarak ‘Mimari Tasarımda Deprem Faktörü’ adlı söyleşiye konuşmacı olarak katılan Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Rıza Parsa, olası bir Marmara depreminin özellikle İstanbul ve Bursa gibi büyük şehirlerde ciddi hasarlara yol açacağını söyledi.

Depremle ilgili yeterli önlemlerin alınmadığını belirten Parsa, depreme büyüklüğüne bağlı olarak gerçekleşebilecek başka afetlerin kaosa yol açılabileceğini ileri sürdü.  Parsa, “Depremle ilgili özellikle şehircilik ve binalarla ilgili almamız gereken önlemler konusunda çok bir şey katettiğimizi düşünmüyorum. Depremden sonra meydana gelen diğer afetler yangın, sel, santrallerin zarar görmesi gibi sorunlar afete dönüşüyor. Şili’de meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem bir afete dönüşmedi. Bu büyüklükteki depremin onda biri Bursa veya İstanbul’da görmeyi hiç istemeyiz. Hakikaten büyük bir kargaşa oluşacağından eminim. Şu anda bizim bu büyüklükteki depremi kaldıracak yeterince yolumuz ve altyapımız yok” dedi.
 
‘MALZEMENİN KALİTESİNİ KİMSE SORMUYOR’


Şehirleşmenin deprem yönetmeliğine bağlı olarak gerçekleştirilmemesi nedeniyle plansız yapılaşmanın deprem sonrasındaki acil ekiplerin müdahalesine darbe vuracağını kaydeden Parsa, şunları dile getirdi:

“İstanbul, Bursa, İzmir, Adana gibi Türkiye’nin önemli şehirlerinde yapılaşma ve şehirleşme deprem yönetmeliğine göre ve depremi önleyici tedbirler üzerinden gerçekleşmiyor. Olası bir Marmara depreminde kesinlikle depreme karşı dayanıklı olmayan bütün binalar ya yıkılacaktır ya da hasar görecektir; ama esas bu binalara ulaşmak kolay olmayacaktır.

İstanbul, Bursa gibi yoğun yaşayan kentlerde deprem olduğu zaman herkes yollara çıkmaya çalışacağı için bütün trafik kapanacak ve o bölgeye itfaiye araçları gidip gelemeyecek. Zamanında araçlar için yapılmamış yollar araç için kullanılmaya devam ediyor. Bu yolların üzerine devrilecek bir tane bina o yolu tamamen kullanılamaz hale getirecek. Yaptığımız her yol, altyapı, yeni yerleşim yeri hepsi deprem yönetmeliğine uygun olması gerekir. Şehirlerimiz deprem gerçeğinin dışında büyümeye devam ediyor. 30 yıl önce de bugün de kimse bana kullandığım demir ve betonun kalitesini sormuyor. Belediyeler sorumluluklarını yerine getirmeli”.

Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün lağv edilmesiyle depremle ilgili bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesiyle ilgili şu anda işleyen doğru düzgün hiçbir kurumun olmadığını söyleyen Parsa, Bayındırlık Bakanlığı’nın bünyesinde kurulan Acil İşleri Genel Başkanlığı’nın işin içine bilim adamlarını da katarak mevcut bilgilerin ışığında yeni yasalara önayak olmasını istedi.
 
‘BODRUMSUZ BİNANIN RİSKİ DAHA FAZLA’

Fay hattı üzerinde yapılaşmanın olmaması gerektiğini hatırlatan Ali Rıza Parsa, bodrum katlarının olmadığı binaların depremde yıkılma riskinin daha fazla olduğunu bu nedenle teknik kurallara uygun olarak binaların temelinin bodrum katı vasıtasıyla ne kadar toprağın altına inebilirse o kadar dayanıklı olacağını meslektaşlarına anlattı. Parsa ayrıca özgün mimariden taviz vermeden tasarımda çok fazla girinti çıkıntı yapılmamasını öğütledi.

Depremin büyüklüğü ile şiddetinin aynı şey olmadığını belirten Rıza Parsa, “Depremin büyüklüğü ve depremin şiddeti çok farklı şeyler. Aynı büyüklükteki deprem dünyanın farklı yerlerinde farklı şiddet ortaya koyar. 7’lik bir deprem İstanbul’da, Urfa’dan daha şiddetli hissedilecektir. Çünkü İstanbul’da insan yoğunluğu ve depremden etkilenecek yapılaşma daha çok. Depremin büyüklüğü şiddetin büyüklüğüdür” dedi.

www.RisaleHaber.com