Dershaneleri Kapatmak Çözüm Değil!

Dershaneleri Kapatmak Çözüm Değil!

Dershaneleri Kapatmak Çözüm Değil!

Risale Haber - Haber Merkezi

Hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden çıkararak, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na uygun olmadıkları gerekçesiyle kapatacağı iddiasıyla tartışma konusu haline gelen dershanelerin durumuyla ilgili konuşan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı “Dershanelerin zorla kapatılmasını, Türkiye’nin güçlendirmeye çalıştığı demokratik eğitim sistemi, hür teşebbüs ve liberal ekonomi normları bağlamında mümkün görmüyorum” dedi.

Dershanelerin kapatılması yahut zorla özel okula dönüştürülmesi yerine farklı bir ad ve kurum tanımıyla misyonlarını sürdüreceklerini öngördüğünü söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti;

Hükümet dershaneleri zorla kapatmak yerine, sınava giren öğrencilerin dershaneye dönük abartılı vazgeçilmezliğini ortadan kaldıracak kapsamlı reformlara kafa yormalıdır. Kaldı ki dershaneler bütün dünyada eğitim sistemlerinin destekleyici ve takviye edici çağdaş birer eğitim kurumları haline gelmiştir. Türkiye’deki temel sorun dershanelerin okulun önüne geçmiş olmasından kaynaklanmaktadır.

ASIL SORUN DERSHANELER DEĞİL!

Türk eğitim sisteminin asıl sorununun dershaneler olmadığını düşünüyorum. Asıl sorun, sınavı kazanmak için dershaneyi mecbur hale getiren eğitim sistemidir. Asıl sorun dershaneleri okulun önüne geçiren eğitim sistemidir. Asıl sorun sınavcı eğitim sistemidir. Asıl sorun ezberci eğitim sistemidir. Asıl sorun eğitimde fırsat ve kalite eşitliğini birtürlü sağlayamayan eğitim reformlarıdır.

FIRSAT EŞİTLİĞİ YAKALANMALI

Eğitim ve öğretim adına önemli bir misyon ve destek hizmetini yerine getiren dershanelerin cebren kapatılmasının sanılanın aksine anadolu insanına, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarına zarar vereceğine inanıyorum. Hükümetin eğitim politikalarıyla ilgili en mühim başarısızlığı eğitimde fırsat eşitliği ve eğitimde ortak kalite standardını yakalayamamış olmasıdır. Ezberci ve sınav merkezli bir eğitim sistemine sahip olmamız da ardından gelen sorunlardır. Altyapısı eksiz, donanımsız ve öğretmensiz okullarda okuyan yoksul, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarına bir fırsat ve umut veren dershanelerin kapatılması eğitim sistemimizin çıktılarında ve sistemin insicamında büyük depremler ve sıkıntılar oluşturur.

ÖZEL OKULLAR ZATEN YARI KAPASİTEYLE ÇALIŞIYOR!

Dershanelere özel okula dönüşme dayatması yapılması farklı sorunlar yaratacaktır. Bugün özel okullarımız zaten eksik ve yarım kapasiteyle çalışıyor, mevcut kontenjanlarını doldurabilmiş değiller. Tüm dershaneler özel okul yapılsa dahi sınavcı, ezberci eğitim sistemi devam ettiği müddetçe dershane ihtiyacı tekrar nüksedecek, özel dersler, kayıtsız dershaneler, evlerde grup eğitimleri gibi uygulamalar hızla artacaktır. Eğitimde esas durulması gereken nokta bugüne ve konjonktürel engellere yönelik değil, geleceğe ve ortak bir hedefe yönelik çözümlerde buluşulmasıdır. Yoksa dershanelerin kapatılarak adının etüt merkezi olarak değiştirilmesi ne ihtiyacı ne de sorunu ortadan kaldırmaz.

EĞİTİMDE HER ŞEY SINAV OLMAMALI!

Eğitimde başarı yalnızca SBS, LGS, LYS sınav sonuçları ve skorlarla ölçülmemelidir, okullarda spor, sanat, kültür ve müzik eğitimi de çok önemsenmelidir. Başarılı okul ve öğrenciler teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.

Türk eğitim sisteminin ezberciliği teşvik ettiğini, sorun çözme, düşünme, düşündüğünü ifade etme ve hayata geçirme yerine "A, B, C" şıklarından birini işaretleten reaktif bir bakış açısı öğrettiğini görüyoruz.

EĞİTİMDE PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR!

Eğitimde ezberci anlayışın oluşmasında en büyük sorumluluğuk dershaneler değil YGS, SBS sistemi olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Sınavlar hayatın her sahasında gençlerin kaderine hükmeder hale gelmiştir. Gerek YGS, SBS ve KPSS sistemi ve gerekse test tekniği bilgi kaynaklarına ulaşmanın serbest olduğu bir anlayışa göre olmalıdır.

DERSHANE ÖĞRETMENLERİNİN SORUNLARINI DİNLEYEN YOK!

Hükümeti dershanelerde çalışan öğretmenlerin maaşları ve sendika hakkı konusunda da düzenleme yapmaya davet ediyoruz. Dershanelerde ve özel eğitim kurumlarında yaklaşık 120 bin öğretmenimiz görev yapıyor. Özellikle kimi dershanelerde öğretmenlerimiz sigortasız, güvencesiz, zor ve sıkıntılı şartlarda veyahut asgari ücretle çalıştırılıyor.

SİGORTASIZ VE ZOR ŞARTLARDA ÇALIŞIYORLAR!

Özel sektörde öğretmen maaşları arasında büyük uçurumlar var. Tecrübesizlik bahanesiyle yıllarca asgari ücretle ‘stajyerlik’ yapmaya mecbur bırakılan genç öğretmenler, haftanın her günü 12-14 saat dershanelerde derse girmekte, boş zamanlarında ise soğuk, dar ve karanlık etüt odalarında öğrencilerle test çözmektedir. Hastalanma ve rapor alma hakkı dahi olmayan öğretmenlerin tatil yapma hakkı da olmadığı gibi çoğu sigortasız olarak çalışmaktadır.

ÇALIŞMA BAKANLIĞI UYUYOR MU?

Çoğunun iş güvencesi dahi bulunmamaktadır, her an sözleşmesi fesh edilebilir. Sendikası yoktur. 11 ay çalışır fakat 10 ay maaş alır. Testlere, sınavlara, dergilere, hatta bazen gazetelere soru da hazırlattırılan dershane ve özel eğitim kurumları öğretmenlerinin sömürülmesini kimse dile getirmiyor. Dershane ve özel eğitim kurumu öğretmenlerine de sendika hakkı verilmelidir.

MİLLİ EĞİTİM DENEME TAHTASI OLMASIN!

Türkiye’nin 2023 projeksiyonuna dönük bir eğitim politikası dahi olmadığını, istikrarsız Türk eğitim sisteminin siyasi partilere ve bakanlara göre sık sık değiştiğini görüyoruz. Millî eğitimin politika dışı bırakılması gerekiyor. İktidara gelen her siyasî parti, her bakan kafasına göre hareket edememeli. Eğitim deneme tahtası olmamalı. Hiçkimsenin milyonlarca öğrencimizin geleceğiyle oynama hakkı olmamalı