Dersim katliamından kurtulanlar konuştu

Dersim katliamından kurtulanlar konuştu

Dersim İsyanı'nın kanlı bir biçimde bastırılması, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in Meclis'teki konuşmasında bunu terörle mücadeleye örnek göstermesiyle gündeme yerleşti


Ali Haydar Gözlü'nün haberi

İsyan sırasında yaşananların canlı tanıkları o günleri gözyaşları içerisinde anlattı. 1938 yılında henüz 15 yaşında olan Şadiye Yüksel, hâlâ o acı ve korku dolu günleri aklından silememiş. Yaşadıkları köyün ileri gelenlerinin öldürüldüğünü gören Yüksel (85), kardeşi ile birlikte bahçeye saklanarak kurtulmuş. Bir çavuşun sahiplenmesiyle kurtulan Salman Yeşildağ (91) ise o günleri, "Ailemizi ellerini bağlayıp kurşuna dizdiler, çocukların çığlıkları göklere yükselmişti." sözleriyle özetledi.

Şadiye Yüksel, Tunceli merkeze bağlı Kocakoç köyünde yaşarken acı dolu günlere şahit olmuş. Köye gelen silahlı grupların çok sayıda insanı toplayıp derede öldürdüklerini unutamamış. Bu sırada kendilerinin kardeşi ile kaçarak bahçeye gittiklerini belirten Yüksel, "İki kardeşim ve bendim, birini sırtıma aldım. Birinin de elinden tutup götürdüm. Annem, 'Sen git yoksa öldürürler sizi' dedi. Ağır makineli taramasının ardından biz döndük. Baktık ki bebekler, kadınlar hepsi kan içinde, birinin kolu yok, birinin bacağı. Bunları gözümle gördüm, anlatamıyorum o günleri. Allah o günü bir daha geri getirmesin." diyor.

Salman Yeşildağ ise Demirkapı köyünde iken o günleri geçirmiş. 300 kişinin öldürüldüğünü, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu ifade eden Yeşildağ, yaşadıklarını şöyle aktarıyor: "Asker bizim köye geldi, silahları istedi. Silahı olan verdi; silahı olmayanlara işkence yaptılar. On beş gün sonra köyün her tarafını çembere aldılar, süvari birliğiydi. Bize diz çöktürdüler, çembere alıp taramaya başladılar. Sonra ara verdiler, ellerim babama bağlıydı. Babam dişleriyle ellerimi açtı. Atla dedi. Çalının arkasında gizlendim, hepsini kırdılar. Çocukların çığlıkları göklere yükselmişti. Kaçtık. Köye döndüğümüzde her şey yanmış kül olmuştu. Gittik mezar kazdık, her mezara dört beş ceset koyduk. Yeniden evlerimizi kurduk ve o günleri atlattık."
Zaman