Devlet anıt mezar yapmalı
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz’dan Bediüzzaman’ın kabir meselesine ilginç bir yaklaşım
Röportaj : Nurettin Huyut- Risale Haber
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz:
MEZARININ MEÇHUL KALMASI GAYET HİKMETLİDİR VE İSABETLİDİR
Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının ortaya çıkarılması tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu meseleye ben iki açıdan bakıyorum:
Birincisi, Devletin otoritesi açısından bakmak lazım.
İkincisi ise, Bediüzzaman Said Nursi’nin kendisinin bu konudaki arzusu ve vasiyeti açısından bakmak lazım.
Kendisi herkesin malumu olduğu üzere mezarının bilinmemesini arzu etmiş ve vasiyet etmiş. Hatta bu konuda bir şiiri de var. Kerametvari bir şekilde vefat edeceği yılı ve mezarının yıkılacağını haber veriyor.
Hem kendisinin şöhretten, tanınmaktan ve insanların gelip onu ziyaret etmesinden dolayı rahatsız olan bir yapısı vardı. O açıdan bakıldığında mezarının meçhul kalması gayet hikmetlidir ve isabetlidir.
ŞANINA LAYIK BİR KABİR YAPMALARI GEREKİR
Ama devletin onu onure etmesi ve yapılan yanlışı düzeltmesi açısından baktığımızda, mevcut durum hem onun sevenleri açısından bir haksızlıktır, hem de vefat etmiş bir insanın üç ay sonra gelip kabrini açarak, buna Arapçada “hıdik” derler, yani bir adamı soymak gibi bir şey… Çarşıda toplumun içerisinde bir insanın elbiselerini çıkarmak ve seyredenlere rezil etmek gibi bir şey…
Yani, bir insanın mezarından korkarak, onu mezarından çıkarıp bir meçhule götürmek çok kötü bir şeydir. Hatta Türkeş’e sorduklarında “onun naaşını denize atmışlar” dedi. O daha büyük bir hakaret… Bunu ben duymuştum. O naaşının Türkiye’de olmadığını söylemişti. Oysa biz onun Türkiye’de olduğunu biliyoruz. Hatta batı illerinden birinde olduğunu Nur Talebelerinden birçoğu da biliyor. Ama bildikleri halde söylemek istemiyorlar.
Bana göre istedikleri şudur. Bu bir hak iadesi şeklinde olmalıdır. Yani devlet yaptığı bu hatadan dönmeli ve onun mezarını kaybettirdiği gibi tekrar bularak onu onurlandırması gerektiğini düşünüyorlar. Devletin arşivlerinde vardır. Belgelerde onun yeri ve nereye defnedildiği bellidir. Bulup çıkarmaları ve onun şanına layık bir kabir yapmaları gerekir.
DEVLET BEDİÜZZAMAN’DAN ÖZÜR DİLEMELİ
Vasiyetine rağmen ortaya çıkması durumunda neler yapılabilir? Anıt mezar yapılmalı diyenler de var…
Ben de böyle düşünüyorum. Geçmişte bir çok insan için bu yapıldı. Daha önce suçlu sayılan ve cezalandırılan birçok insanın kabri yeniden yapıldı ve onların suçlu olmadığı ilan edildi kendilerine iade-i itibar verildi. Onun gibi Bediüzzaman’ın da mezarının bulunması ve suçsuzluğunun ilan edilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Anıt mezardan önce ondan özür dilenmeli diye düşünüyorum. Yani, devlet şunu demeli “biz sana yanlış yaptık, haksız bir şekilde kardeşine bir evrak imzalattık ve gözlerini kapatarak batı illerinden birine götürüp gerçekte ailesinin rızası olmadan bir yere gömdük bu bir haksızlıktır, bundan dolayı özür diliyoruz.” Sonra elbette mezarı ortaya çıkınca ona layık bir mezar veya külliye tarzında bir tesis yapılabilir.
Devlet yapmasa da onun talebeleri bunu yapmaya kadirdirler. Talebelerine müsaade edilsin onlar yapsınlar…
Bunun zamanı gelmiştir. O gündemden hiç düşmedi, düşmez de her zaman gündemde kalacaktır bu Onun hakkıdır. Yapılması halinde onun davasına bir katkı sağlar diye inanıyorum…
İLGİLİ HABERLER:
Sadık Yalsızuçanlar: Mezar talimatı iade-i itibardır
Hasan Okur: Mezar bulunsa yine kaybolur
Safa Mürsel: Mezar bilinmez kalmayacak
İhsan Kasım Es-Salihi:Mezar araştırması takdire şayan
Said Özdemir: Said Nursi'nin mezarı araştırılmasın