Devlet Said Nursi'nin mezarını bulup Urfa'ya defnetmeli

Yazar Hüseyin Yılmaz, 12 Temmuz 1960 tarihinde mezarı kırılarak naaşı bilinmeyen bir yere götürülen Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin naaşının bulunmasını istedi

Devlet yetkililerine seslenen Yılmaz, Bediüzzaman'ın naaşının Urfa'da ilk defnedildiği mekana getirilmesini istedi.

İzlenme: 5024
VİDEOYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
22 Yorum
  • Mehmet Ali / 14 Eylül 2022 15:11

    Bir gün Konya'da Mevlana caddesinde babamla (Mustafa Türkmenoğlu) birlikte yürüyorduk karşıdan Mevlana'nın türbesi görüldü rahmetli babam birden işte dedi üstadın türbesi de böyle olacak
    Dedim üstat mezarım bilinmesin diyor sen ne diyorsun evet öyle diyor hatta bizzat bana dedi (bu konuda uzun bir hatırası var) kardeşim benim mezarım bilinmeyecek diye (ve öyle de oldu)
    e öyleyse dedim nurun haşmet devri gelecek üstadın mezarı da bilinecek türbesi de olacak
    nereden biliyorsun dedim bunu da bana bizzat Tahir Ağabey dedi demişti. (Kardeşim üstadın türbesi Mevlana türbesi gibi yeşil kubbeli olacak demiş)
    bu hususi hatıratı çok nakletmezdi ama eminin dün gibi hatırlıyorum hala kulağımdadır.
    Ama nerde olacağını bilmiyorum söylemedi. ya Tahir abide dememiş kendisine ya da kendisi bana demedi.
    Mehmet Ali Türkmenoğlu

    Yanıtla (1) (0)
  • TURGAY / 01 Ağustos 2022 17:53

    Üstad(ra) zaman şahıs zamanı değildir,cemaat zamanıdır demiyor mu?Şahs-ı maneviden bahsetmiyor mu?Bizler Risale-i Nurlarla Kurana talebe olan her muhatabı bilir ki,Üstad(ra)şahs-ı manevinin en birinci mümessilidir.Mezarının herkes tarafından bilinmiyor olması,adeta saklı imam tabirine muvafık bir durum vefatından sonra hatta hayatındayken de yaşanmış olması ve Üstadın(ra) kendisine talebe olma gayretinde olan muhatabları tarafındaki değerini değiştirmez.Bir hatırada Üstad(ra) öldükten sonra mezarının akibetinin Üstadı olan Hz Ali(ra) mezarı gibi "çoklara" mechul olacağını hayatındayken belirtmiş ve aynen de öyle olmuş.Üstadımızın(ra)mezarı sevenlerinin kalbleridir.Vesselam.Üstad (ra)zaten hayatındayken de çok fazla kimseyle görüşmek istememiş.Merdümgirizlik varmış.Böyle büyük Zatların dersinde muhatab olabilmek nimeti bizlere Allah için minnet ve şükran duygularıyla hamd ü senalar ettiriyor.Elhamdulillah ki Allah bizlere ahir zamanda böyle bir Mürşid-i Azam nasip etmiş.

    Yanıtla (3) (1)
  • Ali / 18 Ağustos 2022 22:37

    Yani Allah aşkına üstadımızın açık ve net vasiyeti varken , insanlığın imanı ciddi tehlikelere maruz iken herşey tamam olmuş gibi
    Üstadımızın da arzu etmediği bir meseleyi nasıl maslahat olarak görüyorsunuz

    İşte şimdi hizmet vaktidir .. gayret etme , imanları kurtarmak için rahatı terk etme vaktidir ..
    İnayet allahtan gayret bizden ..

    Risale i nurlar ifade ettiğiniz kanaatı tasdik etmiyor

    NEDEN RİSALE I KÜLLİYATINA GÖRE AMEL ETMİYORUZ DİYE kendimizi tashih etmeliyiz

    Birşeyler yapmak adına görünmek değil asıl hizmet muhtaç imanlara yetişmektir

    Yanıtla (5) (1)
  • Hüseyin Yılmaz / 19 Ağustos 2022 11:38

    O zaman, yaşasın darbeciler! Zulüm ve tahkirleri daim olsun! Asla rahatsız olmayalım, asla bir vicdan sızısı hissetmeyelim.

    Ey ölüm, neredesin? Ben çok yaşadım ve gitmeyi çoktan hakkettim!..

    Ölülerin diri göründüğü bu zaman bana göre değil. Götür beni...

    Yanıtla (1) (7)
  • Bahadır Yahya / 01 Ağustos 2022 15:28

    "..Bu mantığa göre, Allah'ın rahmetinden fazla rahmet olmaz, deyip kaderin bu millete musallat ettiği süfyanizm ve dinsizliğe karşı mücadeleyi bırakıp Üstadınızı da terketmeniz gerekir, efem!" Bu ifade, yazıya dair yapılan bir yorum için yazarın notudur. Bu notu okumak, yazarın, "yazar mı - yazmaz mı" oluşuna da delalet eder. Yazar, başka şeyler yazmalı. Üstad konusuna girmemeli. Onu aşıyor bu konu, böylece de bilinmeli.

    Yanıtla (6) (1)
  • Hüseyin Yılmaz / 02 Ağustos 2022 13:04

    Mantığınızın çöktüğünü görmek, bence hırçınlık sebebi oalacağına, nerede hata ettiğinize bakmanızı netice vermeliydi. Ama üzülmeyiniz, bu sadece zatınıza mahsus bir zayıflık değil, yelnız değilsiniz. Düşünmek, muhakeme etmek, ihtimallerin çıktığı yolları, vardıkları neticeleri görmak şübhesiz ciddi bir teraküm, emek ve gayret istiyor. Yetmez, fıtrî istidad ve kabiliyetler de neşv ü nema bulacak zeminlerde boy atmış olmalı. Bir hususta haklısınız, en aptalca yorumlara, itirazlara, hatta tahkirlere de sabırla, hilmle karşılık vermek her zaman iyidir ama bazen bastığınız topraklara bizim de ayaklarımız deyiyor. Keşke hiç deymese.

    Yanıtla (0) (7)
  • ahmet nebil / 31 Temmuz 2022 16:36

    Kahraman Hüseyin, Bediüzzaman'ın mezarı urfadayken romantik ve şaşkın sevgilerden her gelen mezara dönüp cenaze namazı kılar kimi gelir ağlar kimi toprağı kazaralır götürür, asterler der ki " bunlar bu adama tamıyorlar ne yapalım" bunun üzerine üstad-ı nevzuhur aleme geldi alem buldu huzur başka yere götürülür, çünkü o da böyle şeyler istemez. Ber gün Hazreti Mevlanayı ziyarete gider gelenlerin romantik şaşkın segileri onu üzer ben böyle olmak istemem der, bu yüzden bizim yapacağımız Üstadı o bütün batı felsefesinin eleştirmeni sanat edebiyat ve estetiğin devi onu kamu oyuna anlatmalıyız, onun bu romantik , traik sevgilerden kazandıı bir şey yok, aynı yeşler bir daha tekrar edilmesin, rahat uyusun kabri şerifinde, biz olalım onun efkarını taşıyan büyük hamaleler

    Yanıtla (4) (0)
  • Hüseyin Yılmaz / 01 Ağustos 2022 00:44

    Su-i istimal ve yanlış yorumlamalar, hak ve hakikate yüz çevirmenin sebebi olamaz. Hele orta yerde duran bu devlet zulmünün perdesi olarak asla kullanılamaz. Kabrinin malumiyeti, dediğiniz elzem hizmetlerin önündeki mani de değildir. Nitekim kabrinin meçhul olması da o maksada hizmet eden bir unsur olmamıştır.

    Yanıtla (0) (6)
  • TURGAY / 18 Temmuz 2022 23:09

    Üstadımızı (Ra)siyasete mevzu ve âlet etmeyiniz.Vasiyeti ve duası ortadayken Üstada rağmen Üstadcılık olmaz.Allahın rahmetinden fazla rahmet olmaz.Müslümanların bilinç noktasında tahkiki iman sorunu hususan avamda varken bunun önünü açmak bu isteğiniz sizi belki de maazallah müfsit durumuna düşürebilir.Bizlere Kuran ve Resulullah in sünneti ve Risale-i Nurlar yeter.Üstadımıza da Allah rahmet etsin ve O'ndan ve cümle talebelerine razı olsun.Amin.

    Yanıtla (6) (0)
  • Hüseyin Yılmaz / 19 Temmuz 2022 09:52

    Bu mantığa göre, Allah'ın rahmetinden fazla rahmet olmaz, deyip kaderin bu millete musallat ettiği süfyanizm ve dinsizliğe karşı mücadeleyi bırakıp Üstadınızı da terketmeniz gerekir, efem!

    Yanıtla (1) (6)
  • TURGAY / 19 Temmuz 2022 16:06

    Hüseyin Bey.Risalelerden kazanabildiğimiz Kuran ve iman hakikatlerini önce kendi nefsimizde yaşamak ve bu konuda hüsn-ü misal teşkil etmek bir mümin olarak en büyük vecibedir üzerimize.Yapabildiğimiz kadarıyla bu uğurda Allah namına ve rızası yolunda da Allaha hizmet ise en büyük şeref olur bize.Üstadımız(ra) hizmetin önüne kendi şahsını bile perde yapmıyor ve direkt cam gibi hakikatleri bizlere okutturuyor ve bunun bile dersiyle ve temsiliyle bizlere hal noktasında hüsn-ü misal teşkil ediyorken,siyaset noktasında Üstadımızın(ra) ve hizmetinin önüne Üstadın(ra) şahsını ısrarla mevzu yapıp bununla hizmetin önüne siyaseten engel teşkil etmek de bir nevi Üstada(ra) ve hizmetine zulüm hükmüne geçmiyor mu?Üstadın(ra) şahsı yerine Risale-i Nurlar yani eser ve fikirlerini daha çok mevzu bahis yapmak Üstadın(ra) bile emriyken ve bu mezar işinde duası da aşikarken,rızası da yokken Üstada(ra)rağmen Üstadcılık olmuyor mu?Anlamakta zorlanıyorum.Şahsım adına mezarının bilinmesinden mutlu olurdum.

    Yanıtla (1) (0)
  • TURGAY / 19 Temmuz 2022 16:18

    Süfyaniyetin açtığı hasarla ve zararla mücadele ise fikir ile,yani Risale-i Nurlarla bu zamanda ehl-i küfürle mücadeleyle oluyor.Ne için Üstadın(ra)şahsıyla yapılsın?Medeniyette galebe çalmak fikir iledir.Mevzuyu şahsileştirdiğiniz zaman olayın hakikatinden uzaklaşıyorsunuz.Allah bizleri yolundan ayırmasın.Amin.Biz bu yolu Üstad(ra)ile yürüdük ve inşaallah yürüyeceğiz de.Üstadımızdan(ra)hiçbir zaman pişman değiliz.Onun hakkını hukukunu da elbet bizler hep birlikte koruyacağız.Ancak Risalelerde şöyle güzel bir düsturdan bahsediyor Üstadımız(ra):"Tuba limen arefe haddehu,ve lem yetecavez tavrehu".Yani ne mutlu o adama ki,haddini bilir ve tavrından tecavüz etmez,haddini aşmaz manasında.İnşaallah bir zaman sizlerin istediği de zaman ve zemin müsait olunca ve müslümanlar da ilim ve hal noktasında o kıvama ulaşınca gerçekleşir ve bizler de bizzat Üstadımızın(ra) mezarının başında bir hakikat dersi yapar ve Üstada(ra) da fatihalar okuruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüseyin Yılmaz / 22 Temmuz 2022 05:12

    Anlaşılması zaman ve kazanın vukuunu isteyen zor bir dâvâ için mücadele verdiğimin farkındayım. Bu hususta Nurcuların altmış küsur yıllık zan, kanaat ve inançlarının devletin tavrından daha büyük bir manî teşkil ettiğini de biliyorum. Müsaade ediniz de, ben de farklı düşüneyim; Tevfik-i İlâhi refik olmazsa zaten yapabileceğim bir şey yok ama hiç değilse vicdanımın beni yakıp kavurmasından bir nebze halâs olurum...

    Yanıtla (0) (4)
Benzer Videolar