Dinimizin ilk emrini çocuklara sevdirmeliyiz

Dinimizin ilk emrini çocuklara sevdirmeliyiz

Düzgün: Çocuklarımız bu zevki küçük yaşta kazanmalı

Jülide Karahan ve Zehra Onat'ın haberi

Hayrünnisa Gül'ün deyişiyle Ordu için sonbaharın çok güzel günlerinden biriydi. Hava, tam anlamıyla ısmarlama.

Okuma bilincini geliştirmek ve çocuklarla gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayelerinde başlatılan Türkiye Okuyor kampanyası çerçevesinde Hayrünnisa Gül'ün fikri olan bir proje vardı: Konuşan Kitap Şenliği. İlki İstanbul'da gerçekleşen şenlik, Urfa ve Kayseri'nin ardından dün Ordu'da yapıldı. 1.200 öğrenci ve 200 öğretmenin katıldığı şenliğe şehir dışından 300 davetli eşlik etti. Davetliler arasında Yıldız Ramazanoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Sevinç Çokum, Ömer Erdem, İhsan Deniz, Haydar Ergülen, Mario Levi, Enver Ercan, Gonca Özmen, Salih Memecan, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar ve Nazlı Eray gibi pek çok yazar, çizer, entelektüel ve sporcu vardı.

Şenlik, Ordu Valisi Orhan Düzgün'ün konuşmasıyla Ordu Kültür Sanat Merkezi'nde başladı. Konuya, Montaigne'nin 'Okumayanların vay haline' minvalindeki sözüyle giren Düzgün, dinimizin ilk emrinin 'oku' olduğunu hatırlatarak ekledi: "Eskiden kıraathanelerimiz vardı ne güzel, oralarda okunanlar tartışılırdı. Bugün kahvehane ve oyun salonu oldu hepsi. Çocuklarımız bilgisayar ve televizyon başında. Bize çok görev düşüyor. Kendi yapamadığımız şeyi çocuktan isteyemeyiz. Önce kendimiz okumayı sevmeli, sonra çocuklarımıza sevdirmeliyiz."

Vali Orhan Düzgün'ün ardından Ordu'ya jest niyetiyle mor bir ceket giyip aynı tonlarda bir eşarp takan Hayrünnisa Gül çıktı sahneye. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğumuzu ve bunun çok değerli bir sermaye olduğunu hatırlatarak söze başlayan Gül, konuşmasına, "Yeni nesillere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak zorundayız. Bizi biz yapan değerleri ancak kitaplar sayesinde özümseyebilirler. Küçük yaşlarda kazanılmalı bu zevk. Sonra zor, geçen zamanın telafisi de yok." cümleleriyle devam etti.

4 kişiden yalnızca birinin okuduğunu, nüfusun yüzde 32'sinin ise hiç okumadığını hatırlatan Gül; okuma seferberliği başlattıklarını, okuma oranının her geçen gün yükseleceğine dair inancının tam olduğunu söyledi ve ekledi: "Yazarlar kitapları aracılığıyla konuşur. Kitabı konuşturan, yazarın iç sesidir. Konuşan Kitap projesinde kitaplar önemli isimlerin sesiyle dile geliyor. Çocuklara kitap sevgisi aşılamak adına önemli bir adım bu."

Babasıyla kitap almaya gittikleri günleri, o kitapları eve döner dönmez binbir hevesle kapladığını ve okuyup özenle kütüphanesine yerleştirdiğini anlatan Hayrünnisa Gül, "Bu bir kültür. Not almak ve saklamak da bunun bir parçası. Kitap hayatınızın bir parçası olmalı. Okudukça nasıl geliştiğinizi göreceksiniz. Okurkenki dağarcığınızı yazıya dökün. Günlük tutun mesela. Söz uçar, yazı kalır." diyerek ilk okumayı yaptı. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinden, 'Gösterişsiz Evliya'nın Başından Geçenler' bölümünü okudu.

Ve büyük an. Ödül töreni zamanı. Ordu Durugöl İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi Şefika Güney, bir yıl içinde okuduğu kitap sayısıyla rekor kırmıştı. O sayı 285. Şimdi, günümüz itibarıyla onun üzerine 100 kitap daha okumuş. Vali Orhan Düzgün, onu ailesiyle birlikte bir restoranda görmüş günün birinde. Yemeğini beklerken okumaya devam ediyormuş. "Kitap okurken başka bir şey düşünemiyorum. Kitaplar beni sürüklüyor. Kendimi konunun içinde hissediyorum." diyen Güney, ödülünü Hayrünnisa Gül'ün elinden aldı. En çok Muzaffer İzgü'yü seven ama mesela Namık Kemal'in İntibah'ına da bayılan, aslında ne verirlerse okuyan Güney, çocuk doktoru olmak istediğini ama bunun yanı sıra ek iş olarak yazarlık da yapabileceğini söyledi.

Zaman