Dinin sosyal boyutu görmezden gelinemez
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.Ali Bardakoğlu dindarlığın sadece bilgi ve duygudan ibaret olmadığını söyledi.
Ümit Kahraman'ın haberi
Osmaniye Cebelibereket Kültür Merkezi'nde bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katılan Bardakoğlu dindarlığın günümüzde belli şekillerde ve kalıplarda hapis olduğuna dikkat çekti.
Bardakoğlu, "Bizim her din hizmetimizin kuşatıcı, gönlümüzü kucaklayıcı, bilgimizin de bütün sorunları çözecek bir genişlikte olması gerekmektedir. Arı bilgilere sahip ve bu bilgileri 21. yüzyıla götürebilmiş, ihtiyaçları, beklentileriyle yoğurabilmiş kıvamda bir bilginin ele alınması ve sorulması gerekiyor. Bunun için bizler hem hizmet toplumuyuz hem de bilgi kurumuyuz. İlmin doğru bilgisini ve hizmeti birbirinden ayırmadan götürmek zorundayız. Bu hakikatten hareketle biz din görevlilerimiz arasında bir okuma seferberliği başlattık. Oku diyen insanın öncelikle kendisinin okuması gerektiğini söyledik. Bu anlamda din görevlisi kitaplığı kampanyasıyla yola çıktık ve artık toplumun karşısına her gün dinin açık seçik bilgisiyle çıkmanın zaruretine inandık." dedi.
Okuma kampanyasının devam ettiğini söyleyen Bardakoğlu, "Sadece okuyan değil aynı zamanda toplumunu okutan din görevlileri olmak zorundayız. Bu konuda camilerimizde küçük okuma köşeleri yapmaya başladık. Artık cemaatimize de cumadan cumaya edindiği bilgiler yerine daha çok okuyarak ve günümüzün sorunlarıyla yüzleşirken bilgisi ile ayakta durması gerektiğini vurguluyoruz. Okuyan din görevlisi, okutan din görevlisi, okuyan birey, okuyan aile modelleri bizim önümüzdeki yıllardaki ana yollardan bir tanesi olacaktır. Sadece dinin belli ibadetlerine hapis olmuş bir anlayışı kabul etmiyoruz. Ne yazık ki günümüzde dindarlık belli şekillerde, belli kalıplarda hapis olmuştur. Dindarlığın sosyal ve ahlak boyutunu görmezden gelemeyiz. İslam dünyasında, Hıristiyanlık ve Yahudilik için de aynı şey geçerlidir ki günümüz dindarlığının en önemli eksikliği ahlak ekseli olmayışıdır. Dindarlık sadece bilgi ve duygudan ibaret değildir. Dindarlık aynı zamanda bir ahlaki bilinci, ahlaki sorumluluğu Mevlana'nın 'söylediğin gibi ol, olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol' diyen o yolunun yoldaşı olmayı gerektirir. Kuru söz değil, sadece ötekine söylenmiş söz değil, yaşanan, benimsenmiş, bir hayat düsturu haline getirilmiş öğütlerdir bizim söylediklerimiz." diye konuştu.
Her bir din görevlisinin aynı zamanda bir ahlak önderi olmak zorunda olduğuna dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, "Söylediklerini hayatının bir parçası haline getirmemiş din görevlisinin sözü suyun üzerine yazılmış yazı gibidir. Bunun için de biz önemli ahlaki sorumluluğumuzun, dini sorumluluğumuzun farkındayız. Söylediklerimizi ve anlattıklarımızı önce yaşamamız gerektiğini, ona inanmamız gerektiğini ve günümüz dindarlığının da ahlak ve bilgi eksenine oturması gerektiğini ısrarla söylüyoruz. Bilen ve bildiklerini söyleyen, söylediklerini de yaşayan bir dindar olmak ve dindarları oluşturmak zorundayız. Sosyal dindarlıkta bunun bir parçasıdır. Sosyal dindarlık değince caminin dört duvarı arasından çıkan, yanı başındaki insanların halini anlayan, onunla paylaşan, onun derdini dert edinen, yetimin başını okşayan, garibin elinden tutan, hastayı ziyaret eden, paylaşmaya öncülük yapan bir dindarlık anlayışına toplumun ihtiyacı var. Bencilliğin giderek arttığı ve hatta herkesin kendi çıkarını, kendi bencilliğini doyasıya yaşamaya çalıştığı bir dünyada dindarların ve Müslümanların paylaşmak konusunda öncü olması gerekiyor. Bizler istiyoruz ki camimizin içi gibi camimizin çevresi de temiz olsun. Din görevlilerimiz sosyal bilincin, çevre bilinci ve çalışkanlığın öncüleri olsun istiyoruz. " şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardından müftülük etkinliklerinde emeği geçen personelleri temsilen altı görevliye teşekkür belgeleri Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tarafından verildi.