Dış güçleri suçlamak iç sorunları çözmez
İsveç'te yaşan Kürt siyasetçi ve fikir adamı Kemal Burkay, Doğu meselesinin kanayan bir yara olduğunu, bu yara kapanmadığı takdirde dış güçlerin ve statükonun bunu kaşımaya ve kanatmaya devam edeceğini vurguladı.
Ramazan Kerpeten'in haberi
Son günlerde artan terör olaylarını değerlendiren Burkay, Doğu meselesinin demokratik ve özgürlükçü açılımlarla çözülebileceğine işaret etti.
Burkay, başlatılacak bir olağanüstü hâlin, terörden yarar bekleyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramayacağını da belirterek, "Askeri vesayeti sürdürmek, demokratikleşmeyi engellemek, kendi imtiyazlarını sürdürmek isteyenler, bu terör ortamından yarar umuyorlar; bu gerilimin başlıca sorumluları da onlardır. Olağanüstü hal gelirse demokrasi karşıtları amaçlarına ulaşmış olacaklar." yorumunu yaptı. CHP ve MHP'nin de özellikle son birkaç yıldır bu merkezde siyaset yaptığını ileri süren Burkay, yapılması gerekenin, sivil siyasetin önünün açılması olduğunu kaydetti: "Askeri rejimler ve olağanüstü haller, ülkeye 30 yıl kaybettirdi. Şimdi bir 30 yıl daha mı kaybetsin ülke? Bununla nereye varacaklar? Bu bir çıkmaz sokaktır."
Statüko taraflarının bir kez daha ülkenin başına çorap örmeye çalıştıklarını belirten Burkay, ülke insanlarına onca acılar yaşatıldığını ve millet olarak olağanüstü hal beklentilerine topyekûn karşı durulması gerektiğini vurgularken, "Türk olsun, Kürt olsun herkesin bu tuzağa düşmemek için elbirliği yapması gerekir. Hükümetin buna karşı çıkması lazım, bu konuda hükümete de destek vermeli. Bu oyunu boşa çıkarmak gerek."
Terör belasının ötesinde, Kürt halkının bazı meşru taleplerinin olduğunu vurgulayan Burkay, demokratik hak ve özgürlüklerin önünün açılması için Türk ve Kürt halklarının el ele vermesi gerektiğini yineledi.
Açılımlar konusunda "Hükümet somut adımlar atamadı, bunda da açılıma karşı çıkanların, statükocuların payı büyüktü, BDP kesimi de gereken desteği vermediler zaten." diyen Burkay, barış istediğini söyleyen PKK cenahının bir yandan da barış sürecini baltalama adına Reşadiye gibi olaylarda taşeron rol oynadığını aktardıktan sonra ekledi: "Bu kadar tutarsız olunmaz!"
HÜKÜMET, HALKI AYDINLATMALI
Son saldırılarda "yurtdışı bağlantı" unsuruna fazla prim verilmemesi gerektiğini savunan Burkay, bu gerginliğim iç politikanın ürünü olduğunu, statükocu güçlerle değişim isteyen halk kesimleri arasında bir mücadele yaşandığını şu ifadelerle anlatmaya devam etti: "AK Parti de statükocu güçlere, Kemalizm'e, militarizme ters düştüğü oranda hedeftir ve 2002 yılından beri başlıca hedeftir. Bu dönemdeki eylemler onu köşeye sıkıştırmaya, hükümet edemez duruma düşürmeye, şu veya bu biçimde hükümetten uzaklaştırmaya yöneliktir. Son dönemde Anayasa değişikliği girişimiyle birlikte buna hız verildi. Olayların tırmanması bekleniyordu. Eğer gerçekleşirse referandum gününe, belki de seçimlere kadar bu baskı sürebilir."
Hükümetin de bu gerçeklerin farkında olduğunu ve bu gerçekleri halka açıklaması gerektiğini ifade eden Burkay, "Çünkü barışa ve demokrasiye kurulan bu tuzak ancak aydınlanmış halkın desteği ile aşılabilir. Ayrıca korkunun ecele faydası yoktur." dedi.
Burkay, ülke içindeki karışıklıklarda "yurtdışı bağlantı" iddialarıyla ilgili olarak şu saptamayı yaptı: "Varsayalım ki İsrail ve başkaları, Türk hükümetinin politikalarından rahatsız oldukları için, onun güç duruma düşmesinden hoşlanabilir, hatta bu tür eylemleri kışkırtabilirler. Ama onları eleştirmek iç sorunları çözmez. Aksine böyle bir durum iç sorunları çözmeyi daha da gerekli kılar. Eğer yaranız varsa başkaları kaşırlar."
Yaşanan şiddet olaylarıyla açılımların sabote edilmeye çalışıldığını tekrarlayan Burkay, bu oyuna gelinmemesi ve en başa dönülmemesi gerektiğini söyleyerek, "PKK demek Kürt halkı demek değil. Sorun PKK ile başlamadı ve onunla bitmez. AK Parti'nin kaderi de bir bakıma barışın ve demokrasinin kazanılmasına bağlı. Ülkeyi halkoyu desteği ile serbestçe yönetmek isteyen her hükümet için başka yol yok." dedi.