Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İşliyen: O kişi namaz da kılsa münafıktır!
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, konuştuğu ile yaptığı birbirini tuutmayan insanları uyardı
Antalya’da 2024 yılı Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle “Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası” konulu konferans düzenlendi.
Kepez Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferans Çelebi Sultan Mehmet Camii İmam Hatibi Serkan Kuran’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı "Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din görevlileri Haftası Sinevizyonu" gösteriminin ardından açış konuşmasını İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, yaptı.
"BENİ SEVİYORSANIZ KONUŞTUĞUNUZ ZAMAN DOĞRU KONUŞACAKSINIZ"
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" konulu sunumuyla asr-ı saadette şahsiyet eğitimine dikkat çekti.
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın rehberliğinde şahsiyetimizi inşa edebilmek için herkesin işlerini düzgün yapması gerektiğini vurgulayan Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İşleyen, “Allah sizden birimiz iş yaptığı zaman işini sağlam yapmasından hoşlanır buyuruyor Allah’ın Resulü. Abdest alıyor efendimiz. Abdestte kullandığı suyu üstüne başına sürüyorlar. Peygamber efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm “Neden böyle yapıyorsunuz.” diyor. Abdeste kullandığım suyu neden üstünüze başınıza sürüyorsunuz. “Seni seviyoruz Ya Rasülallah. Onun için yapıyoruz. Sevdiğimizden dolayı yapıyoruz”. diyorlar. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, diyor ki; “Beni seviyorsanız böyle yapmayın. Beni sevdiğinizi göstermenin yolu bu değil.” “Nedir Ya Rasülallah.” diyorlar. “Beni seviyorsanız konuştuğunuz zaman doğru konuşacaksınız.” buyuruyor.
"Ağzından yalan çıkan bir insanın peygamber sevgisi sadece kuru bir iddiadan ibaret kalır. “Kişi konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, emanete riayet etmezse münafık olur. Bu üç şeyi yapan kişi namaz da kılsa oruç da tutsa ben Müslüman’ım diye iddia etse münafıktır.” diyor Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm. Kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Bu dini biz yaşayacağız. Satırlarında güzel ifadelerin olması bir anlam ifade etmiyor bizim hayatımıza yansımadıkça. Biz yaşamadıkça, ticaretimizi ona göre şekillendirmedikçe.”
NE OLURSUNUZ AKŞAM AİLEMİZ İLE BİRLİKTE 15-20 DAKİKA EFENDİMİZİN (ASM) HAYATINI OKUYALIM
Konuşmasında Hz. Peygamberi (asm) tanımanın önemine işaret eden İşliyen, “Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâma karşı 3 temel vazifemiz var. Bir tanıyacağız. Ne olursunuz evde akşam ailemiz ile birlikte 15-20 dakika efendimizin hayatını anlatan kitapları okuyalım. Nasıldı ahlakı. Tevazusu nasıldı. Sokakta yürüyordu yürürken yolun kenarında çalışıp yorulan köleler bir şeyler yiyordu. “Ya Rasulallah gel bizim yanımıza otur.” dediler. O zamanlar köleler Arap aristokratların gözünde insan bile değillerdi. Oturdu kölelerin yanlarına. Oradan Arap aristokratlardan birisi geçti. Sataştı efendimize. “Şuna bak. Oturmuş kölelerle birlikte köle gibi yemek yiyor.” dedi. Efendimiz başını ona doğru çevirdi ve “Benden iyi köle mi olur. Ben alemlerin Rabbi Allah’ın kölesiyim.” Dedi. Tevazuda zirve idi efendimiz. Zühtte zirve idi. Dünyaya kıymet vermezdi.
"Ömer Radıyallahu anh’la pazardan geçiyordu. Bir elbiseyi gördü Hazreti Ömer. “Ya Rasülallah, tam senin boyuna göre. Gel bunu sana alalım. Giyersin bayramlarda, misafirin gelince, Cuma larda.” dedi. Efendimiz, “Ömer bırak onu. Ahrette giyme ihtimali olmayanlar dünyada giysinler.” dedi. Bir mesaj verdi. Zühd hayatına, ibadet hayatına, takvasına, kapının önünde ellerini yere koyup da Hasan ve Hüseyin’in sırtına bindirip gezdirişine. Hazreti Ömer karşıdan gelir “Ne kadar güzel atınız var mı çocuklar” deyince. “Ne güzel birincileri var” diye cevap verişine. Hazreti Aişe ile aralarında tatsızlık olduğu zaman hiç asla ağzımdan incitecek bir söz çıkmayışına. Her gün şiddet görüntüleri yansıyor haberlere. Bir Müslüman toplumda bir erkeğin kadına şiddet uygulaması makul, meşru, mazur görülebilir mi? Demek ki Efendimizi satırlardan, tarih sayfalarından günümüze, evimize, sokağımıza, tarlamıza, işyerimize taşımak bizim görevimiz. Taşıdıkça birincisi tanıyacak, ikincisi sevecek üçüncüsü de onu onun peşinden gideceğiz.”dedi.
ALEMLERE RAHMET OLANI SEVERSE DEĞİŞMEZ Mİ İNSAN?
Doç. Dr. İşliyen, konuşmasını “Alemlere rahmet olanı severse değişmez mi insan. Hem de nasıl değişir. Tanımak lazım. Sevmek lazım. İttiba etmek lazım. O zaman şahsiyetimiz onun rehberliğinde oluşacak, gelişecek, dünyamız hakikaten huzur yurdu, ukbamız da cennet ve Rabbinizin cemali olacak inşallah. Allah böyle salonlarda Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın sevgisiyle bir araya geldiğimiz gibi bu sevginin içini güzel ahlaklarla doldurup mahşerde de cennette de onunla bir araya gelebilmeyi nasip eylesin. Allah cümlemizden razı olsun. Sağlık, selamet, afiyet, hayırlı kazançlar, helal kazançlar nasip eylesin. Kazançlarınıza bereket ihsan eylesin. Çocuklarımızı ve bizi her türlü maddi-manevi kötülükten, belalardan, felaketten, musibetten, hastalıktan, muhafaza eylesin. Allah her birimize hayırlı bir ömür, kamil bir iman, hayırlı bir akıbet lütfetsin. Allah’ın selamı rahmet ve bereketi üzerinize olsun.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.