Diyanet'ten, anne babalara altın öneriler

Diyanet'ten, anne babalara altın öneriler

Diyanet İşleri Başkanlığı, aylık olarak yayınladığı Diyanet dergisinde 'Çocukların okul başarısını artırmada aileye düşen görevler' konulu yazıya yer verdi.

Pınar Kaman'ın Haberi

Yazıda çocukların fiziksel ihtiyaçlarının yanında, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının da bulunduğuna dikkat çekilerek, "Çocukların sadece karınlarını doyurmak, üstlerini giydirmek ve okul ihtiyaçlarını karşılamakla görevimizin bittiğini sanıyoruz. Oysa çocuklar fiziksel ihtiyaçlarının yanında duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının da olduğu unutulmamalı." denildi.

Çocuklarının okulda başarılı olmalarının aile tutumlarına bağlı olduğu kaydedilen yazıda, anne balalara yönelik şu önerilerde bulunuldu: "Çocuk, kahvaltı yapmadan okula gönderilmemeli. Okula temiz, moralli ve zamanında gönderilmeli. Çocuğa evde huzurlu ve mutlu bir ortam sağlanmalı. Evde ders çalışmasını sağlayacak uygun bir ortam oluşturulmalı. Çocuğun okulla ilgili anlattıkları can kulağı ile dinlenmeli. Çocuğa sürekli 'Ders çalış' demek yerine planlı ders çalışması sağlanmalı. Çocuğun bilgisayar başında fazla kalması ve aşırı televizyon seyretmesi engellenmeli. Çocuk yemek yerken ve ders çalışırken kesinlikle televizyon kapalı tutulmalı. Çocuğun başarısı uygun bir şekilde ödüllendirilmeli. Düşük not aldığı zaman aşırı tepki gösterilmemeli. Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar verilmeli. Çocuğun yetenekleri üstünde beklentiye girilmemeli. Çocuğun olumsuz davranışlarından çok olumlu davranışları görülmeli. Çocuğun benlik saygısını etkileyecek eleştirilerden kaçınılmalı. Çocuğa yaşından küçükmüş gibi davranılmamalı. Çocuk adına çocuğun işleri yapılmamalı. Çocuk başka çocuk ve kardeşlerle kıyaslanmamalı. Uygun olmayan arkadaşları çocukla konuşulmalı. Çocuğa güven ve destek konusunda her zaman yanında olunduğu hissettirilmeli. Korkuları hafife alınmamalı ve saygı duyulmalı. Çocuğa karşı sevgi sözle birlikte beden diliyle de gösterilmeli. Çocukla nitelikli zaman geçirilmeli. Aileyi etkileyen olumsuzlukların çocuğa da etkileyeceği unutulmamalı. 'Benim zamanımda, ben senin yerinde olsaydım' gibi uzun uzun nasihatlerden kaçınılmalı. Çocuğa karşı sabırlı ve anlayışlı olunmalı. Çocukla iletişim kurulurken, çocuğun ruh hali ve psikolojik durumu göz önünde bulundurulmalı. Çocuğa kesinlikle beddua etmemeli ve çocuk için hayır dua edilmeli. Çocuğun sadece okul başarısı değil, duygusal, karakter ve kişilik gelişimleriyle de ilgilenilmeli. Çocuğun öğretmenleri ile iletişim kurularak öğretmenlerinin önerileri dikkate alınmalı. Çocukların sağlık sorunlarının yanı sıra psikolojik sorunları ile de ilgilenilmeli. Bu konuda gerekirse okullardaki Rehber öğretmenlerden yardım alınmalı."

CİHAN