25 Mayıs’ta Nesil Yayınlarının davetlisi olarak, TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki imza programına katılmak için Diyarbakır’daydık. TÜYAP, Diyarbakır’da bu yıl Kitap Fuarlarının üçüncüsünü düzenledi. Bir tarih, sanat, kültür ve edebiyat şehri olan Diyarbakır’da bir kitap fuarının sadece üç yıldır yapılıyor olmasını şahsen büyük bir eksiklik olarak görüyorum.

Diyarbakır’ın İslam tarihinde de çok önemli bir yeri vardır. Anadolu topraklarında ilk cami, Mor Toma Kilisesinin 639 yılında cami olarak hizmete girmesi ile Diyarbakır’da açılmıştır. Diyarbakır’da beş yüz civarında sahabenin medfun olduğunu ifade edersek, bu mümtaz şehrimizin-bajarımızın ne kadar değerli ve mübarek olduğunu bir nebze olsun ifade edebiliriz.

Fakat bu şehir, muhteşem ve mukaddes geçmişinin ardından çok talihsiz bir yüzyıl geçirdi. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte maalesef bu kadim İslam şehri, kara listeye alınan şehirlerin başında geldi. İnsanlar okumasın diye Osmanlı döneminde açılan lise mektebi bile bu dönemde kapatıldı. Merhum Şeyh Said hadisesinden sonra zulmün boyutları, zerre kadar insafı olan bütün insanları dılhun edecek boyutlara ulaştı.

Sürgünler, fail-i meçhul olaylar, cinayetler, işkenceler, baskılar, haksız, yanlı ve zalimane uygulamalar bu şehrimizden hiç eksik olmadı. Her sıkıyönetim döneminde, her ihtilalin ardından, bu mübarek ve masum insanlar diyarı, zulmün en şen’i uygulamalarına maruz bırakıldı. İnsanların zıvanadan çıkması için, planlı ve sistematik gaddarane icraatlar bir bir uygulama sahasına kondu.

Bu dehşetli suikastlar ve provokasyonlara rağmen, şehir kendi değerlerinden vaz geçmedi. Tahriplere hedef oldukça, buranın hamiyetperver insanları, hizmetlerini aksatmadılar, tam aksine arttırarak devam ettirdiler. Kardeşliği, birliği, beraberliği ve huzuru esas alan İslam dini, en önemli sosyal olgu olarak hep canlı bir şekilde yaşamaya devam etti. Son yıllarda manevi ve tamire dönük hizmetlerde gözle görülür şekilde gelişmelere şahit olunmaya başlandı.

Diyarbakır, maddi olarak da büyük bir değişim ve dönüşümün içinde görünüyor. Son yıllarda asayiş nedeniyle veya köyleri boşaltıldığı için zorunlu olarak şehre göç eden yüzbinlerin adaptasyon süreci devam etmekle birlikte, önemli gelişmelerin yaşandığı gözlerden kaçmıyor. İnşallah huzur ve sükûnunhâkim olduğu bir büyük şehir olarak geleceğe güven, huzur ve istikrarla koşan bu büyük dönüşümü suhuletle tamamlar, bütün taşlar yerli yerine oturur.

Öncelikle imanı takviye ve kuvvetlendirmeye dönük çalışmalarda gözle görülür bir terakki müşahade edilmektedir. Diğer bölgelerimizin birçoğunda olmayan zorluklara rağmen, buranın fedakar ve kahraman insanları, iman ve Kur’an hizmetini büyük bir aşk ve sevda ile yapmaya devam etmektedirler.

Bu konu ile ilgili olarak çok şey söylenebilir. Aslında söylemek de lazım. Fakat biz yine de asıl konumuza dönelim. Diyarbakır Tüyap Kitap Fuarını bu yıl yüz bin kişi ziyaret etti. Kitap Fuarı, ulaşım itibarıyla uygun olmayan bir yerde ve şehir merkezinden on beş kilometre mesafede bulunuyor. Buna rağmen bu kadar insanın ziyaret etmesini bir başarı olarak değerlendirmek gerekir.

Muhterem İhsan Atasoy ile birlikte katıldığımız imza programına yoğun bir ilgi olduğunu ifade etmeliyiz. Vatandaşlar, özellikle ‘’Kürt Meselesi ve Said Nursi’’ kitabımıza çok yakın bir alaka gösterdiler. Diyarbakır Milletvekili Sayın Mine Beyaz Lök’ün yakın ve samimi alakasına da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Kitap fuarında bizi yalnız bırakmayan Aziz dost Prof. Dr. Mehmet Aybak’ın daveti sonucu, imza programının hemen ardından Eflatun Okullarının Yıl Sonu Uzay Şenliklerine, Muhterem İsmail Mutlu ile birlikte katıldık.Eflatun Okulları Diyarbakır’ın medar-ı iftiharı ve yüz akı büyük bir eğitim kurumu olmaya aday büyük hizmetlerde bulunuyor.

Okula yaklaştıkça hummalı bir faaliyet göze çarpıyor. Okul bahçesini aileleri ile birlikte dolduran çok kalabalık bir öğrenci grubunun heyecanını ve sevincini görmemek imkânsız. Öğrenciler aileleri ile birlikte Uzay Şenlikleri kapsamında düzenlenen bu etkinliğe büyük bir şevk ve ilgi ile katılmışlar.

Katılımcıların sıraya geçip, okul bahçesinde inşa edilen Planeteryum’dan semanın güzelliklerini ve ihtişamını seyretmelerinin büyük hayret ve hazzını yaşamaları da ayrıca çok dikkat çekici idi. Yine Aziz dost Prof. Dr. Orhan Ayyıldız’ı da burada hizmet başında görmenin ve çok kısa da olsa muhabbet etmenin keyfini de ifade etmeden geçemeyeceğim.

Eflatun okullarının önümüzdeki yıllarda çok büyük hizmetlere imza atması, Rabbimizin hıfz ve inayetine mazhar olması duası ile buradan ayrılıyoruz.Çok kısa süren bu okul ziyaretinin ardından bizi bekleyen bir başka güzellik ve manevi lezzet ile hemhal olduk.

Üniversite gençlerinin hazırlayıp sunduğu ve profesyonel bir organizasyonun bütün özelliklerini taşıyan ‘’Sosyal Medya’’ konulu panele katılmak da bizlere gerçekten büyük keyif verdi. Panelin yapıldığı yere gelince, kendimizi tıklım tıklım dolu bir salonun içinde bulduk. Diyarbakır Kültür Merkezi’nde (DKM) bu tür seminer, konferans ve panel çalışmaları düzenli ve sistematik bir şekilde yapılmaya devam ediliyor.

Seçilen konu ve konu başlıkları da ilginçti. Hilmi Ödemiş’in yönettiği panele, Sosyal Medyanın Kişisel Etkilerini Mustafa Nacir, Sosyal Medya ve İletişimi Hasan Demir, Sosyal Medyanın Sosyal ve Siyasal Etkilerini Mehmet Çelik ve Sosyal Medya Nasıl Kullanılmalı konusunu da Ahmed Yosunkaya isimli Üniversite öğrencileri tam bir panel disiplini içinde ve hazırlıklı olarak sundular.

Her kademede ve farklı konularda yapılan bu çalışmalar, öğrencilerin yetişmesine ve hayata hazırlanmasına çok büyük katkılarda bulunuyor. Bir gün sonrası için de lise öğrencilerinin bir faaliyeti olarak “Risale-i Nur ve Sahabe Mesleği’’ başlıklı panelin afişleri dikkatimizi çekti. Tam bir hizmet eri edası ve sevdası ile çalışan Erdal Seyitoğlu gibi değerli arkadaşlara, bu şehrimizin çok büyük ihtiyacı var. Rabbim sayılarını ve hizmetlerini arttırsın.

Geleceğin, kendine güvenen ve meselelere geniş boyutları ile bakmasını bilen Nur Talebelerini yetiştiren bu gibi merkezlerin çoğalmasını, bu olumlu örneğin dalga dalga yayılarak inkişaf etmesini temenni ediyoruz. Bu hizmet odaklı, planlı ve sistemli bir şekilde çalışan hizmet kuruluşlarına bütün Anadolu’nun ihtiyacı var. İman ve Kur’an hizmetlerinde inkişaf ve terakki etmenin yolu, samimi ve sistemli olarak çalışmak, çalışanlara destek olmak, hiç olmazsa dua etmekten geçer.

Ertesi gün Muhterem İhsan Atasoy ile birlikte Gaziantep’e yaptığımız beş saatlik otobüs yolculuğu esnasında, çok önemli konularda fikir alışverişi yapma imkânı bulduk. Özellikle İhsan Bey’in akşam katıldığı ve yaklaşık dört yüz kişinin iştirak ettiğini ifade ettiği sohbetten sevinç ve heyecan ile bahsetmesi, bizim de şevk ve heyecanımızı arttırdı.

İnşaallah Diyarbakır,  geçmişteki muhteşem tarihi ve İslami misyonunu yeniden üstlenmeye hazırlanıyor. Bu sefer hak, vicdan ve adalet zemininde birliği, beraberliği, kardeşliği ve huzuru sağlam ve hiç sarsılmayacak bir şekilde yeniden inşa edecek büyük bir misyonu ve iradeyi üstlenerek. En kalbi duamız ve temennimiz budur.
Yolun ve bahtın açık olsun Diyarbakır.

Not: Birkaç gün önce, mübarek Regaib Kandilinin arifesinde vefat eden Muhterem Ağabeyimiz Şazi Türkmenoğlu’na Rabb-i Rahim’den gani gani rahmet ve mağfiret niyaz eder, bütün aile efradına taziyelerimi sunarım.
Muhterem okuyucularımın da manevi ticaret mevsimi olan mübarek üç aylarını en kalbi duygularımla tebrik eder, haklarında seksen senelik manevi bir ömrü kazandırmasını temenni ederim.