Dua etti kutsal toprakların fotoğrafçısı oldu
Hac ibadeti için 2005 yılında geldiği Mekke'deki değişimin tanığı olmak için dua eden fotoğrafçı Orhan Durgut, kutsal toprakları görüntülediği 100 bin fotoğraf arşivine ulaştı.
Hac ibadetini yerine getirmek için 2005 yılında geldiği Mekke'nin büyük gelişime gebe olduğunu hissederek, "Bu değişikliğin hem tanığı hem belgeleyeni olmak istiyorum, beni görevlendir" diye Allah'a dua eden fotoğrafçı Orhan Durgut, kutsal toprakların her karesini görüntülediği 100 bin fotoğraf arşivine ulaştı.
Mekke ve Medine fotoğraflarıyla tanınan başarılı fotoğrafçı Durgut, "kutsal toprakların fotoğrafçısı" unvanını nasıl kazandığını, AA muhabirine anlattı.
Hac görevi için 2005 yılında Mekke'ye geldiğinde, Ömer Dağı'nda yeni yıkımların başladığına şahit olduğunu anlatan Durgut, "Orada hissettim ki, Mekke büyük bir değişikliğe gebe. Ben de 'değişikliğin hem tanığı hem belgeleyeni olmak istiyorum, beni görevlendir' diye Allah'a dua ettim. O da öyle bir görevlendirdi ki, buradaki bütün kapıları açtı" diye konuştu.
Duasının kabulü sonrası, değişimi belgelemenin üzerine farz olduğuna, bunu yapmaması halinde de ahirette hesabını vereceğine inandığını ifade eden Durgut, yaşadığı süreci şöyle aktardı:
"Burada, İstanbul camileri üzerine 2007 yılında sergi açtık. Suudi Arabistan Kültür Bakanı da serginin açılışına geldi. Medine ve Mekke Belediye Başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sergiye katılanlar arasındaydı.
Sergi sonrası Kültür Bakanı bize kapıları açtı. Görevlendirdiği kişiye 'bunun önünü açın, istediği gibi çalışsın' dedi. 2007 yılında helikopterle uçuş yaptım ve fotoğraflar çektim. O uçuştan çıkan ilk Mekke panorama, 2007'den sonra benim burada geçirdiğim yılların kapısını açmış oldu. Her yıl çektiğim panoramik fotoğrafları Mekke Belediye Başkanı'na veriyorum, o da Riyad'a gönderiyor."
2. Abdulhamit örneği
Kutsal topraklarda, eşiyle yaşamını sürdürdüğünü anlatan Durgut, "Türkiye'ye arada bir gelip gidiyorum. Şu ana kadar 100 bin fotoğraflık bir arşivim oldu" dedi.
2. Abdulhamit'in, 1880'lerde, fotoğraf yeni icat olduğu dönemde İstanbul ve Avrupa'daki fotoğrafçıları topladığını hatırlatan Durgut, "Abdulhamit Han, fotoğrafçıları Mekke'ye, Medine'ye, Hindistan'a, Bağdat'a, Kudüs'e göndermiş. Bütün Osmanlı coğrafyasının fotoğraflarını çektirmiş" diye konuştu.
Bugün halen, Abdulhamit'in çektirdiği fotoğrafların kullanıldığını belirten Durgut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"930 klasörlük Abdulhamit Han arşivi var. Benim çektiğim fotoğrafları bugünlerde kimse anlamazsa bile '130 sene sonra fotoğraflar işe yarar' diye, böyle bir arşiv yapmak istedim. Çünkü şu an benim yaptığım bu çalışmayı hiç kimse yapmıyor. Dolayısıyla bendeki 100 bin fotoğrafın başka bir alternatifi yok. Abdulhamit Han bir sürü fotoğrafçıyı göndermiş ama benim gibi fotoğrafçının bir Abdulhamit Han'ı yok. Benim için 'Kralın fotoğrafçısı' diyorlar, keşke bunu kral da bilse, belki destek olur.''
Durgut, Mekke ve Medine'de kendisi gibi uzun süreli fotoğraf çekme iznini alan kimsenin bulunmadığını da sözlerine ekledi.
AA
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.