Dünyanın en büyük 10 kütüphanesi yarım milyardan fazla kayıtlı esere ev sahipliği yapıyor. Farklı dillerde ve farklı coğrafyalarda üretilen insanlığın ortak kültürel belleği kütüphanelerin anıtsal yapıları içinde muhafaza ediliyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun 1995'te aldığı kararla her yıl 23 Nisan Dünya Kitap ve Telif Hakkı Günü, 23 Nisan'ı içine alan hafta ise Kütüphaneler Haftası olarak kutlanıyor.
Alman zanaatkar Johannes Gutenberg'in 15. yüzyıl ortalarında icat ettiği hareketli mürekkep baskı makinesi, insanlık tarihinde çığır açan bir buluş oldu. Matbaa makinasının icadıyla birlikte o güne kadar yalnızca el yazması olarak veya tek kalıplık statik baskı olarak üretilip çoğaltılabilen yazılı eserler, artık mekanik olarak basılıp çoğaltılabiliyordu. İcat, yazılı eserlerin geniş kitlelere ulaşmasını sağlacaktı. Bu, hem haberleşme hem de eğitim alanında köklü sonuçlar doğran bir atılımdı. Matbaanın icadı modernitenin en önemli kilometre taşı oldu. Basılı kitap bu yeni çağın ikonik formu olarak insanlık birikiminin aktarıldığı mecra haline geldi.
Yazılı eserlerin ve yönetime ait kayıtların saklandığı kütüphane ve arşivler ilk çağdan beri uyarlığının önemli bir parçasıydı. Matbaanın yaygınlaşmasıyla birlikte kütüphane kamusal bir anlam kazandı, sistematik olarak örgütlenmesi gereken bir kurum haline geldi. Modern çağda merkezi ve yerel yönetimler, eğitim, bilim ve kültür kurumları kütüphaneler kurmayı ve sürdürmeyi ödev haline getirdi.
Bugün giderek gelişen dijital kayıt ve arşiv teknolojileri fiziksel kayıt mantığını artık önemsizleştirmeye başlasa da, kütüphaneler hala ülkelerin uygarlık birikiminin, bilgi ve kültür seviyesinin derinliğini gösteren kurumlar olmayı sürüdürüyor.