Dünyanın en zengin yüzde 1'i dünyanın yarısının sahibi

Dünyanın en zengin yüzde 1'i dünyanın yarısının sahibi

"Sen çalış ben yiyeyim" mantığı ile dünyadaki adaletsizlik giderek büyüyor

Dünya nüfusunun en zengin yüzde 1'lik kesimi ile geri kalan yüzde 99 arasındaki refah ayrımı giderek büyüyor.

İsviçre merkezli uluslararası finans kuruluşu Credit Suisse'in yayınladığı son "Küresel Refah Raporuna" göre dünyanın en zengin yüzde 1'i, 2000 yılında küresel hane halkı varlıklarının yüzde 45,5'ini elinde bulundururken, 2017'de bu oran yüzde 50,1'e çıktı.

Rapora göre, 2000-2007'de yetişkin kişi başına ortalama refah, yani hane halkı varlıkların toplamının yetişkin nüfusa oranı, yılda ortalama yüzde 7 artarken, kişi başına medyan (ortanca) refah, yani yetişkin kişilere ait hane halkı varlıkları en fazladan en aza sıralandığında sıralamanın ortasında kalan varlık miktarı, ise yüzde 12 arttı.

Raporda özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı ekonomik büyümenin, bu ülkelerin daha önce küresel refahtan sınırlı pay alan vatandaşlarının varlıklarındaki artışın etkili olduğu kaydedildi.

Refah dağılımı bozuluyor

2007 yılında ABD'de başlayan finansal krizin ardından bu tablonun değiştiği görüldü. Krizin ardından geçen 10 yılda refah, eskisi kadar güçlü ve istikrarlı olmasa artmaya devam ederken, refah dağılımı ortalama nüfus aleyhine bozulmaya başladı. 2007-2016 arasında medyan refah Çin dışında dünyanın tüm bölgelerinde geriledi.

Rapora göre, refah artışı ve paylaşımındaki bu eğilim, raporun konusu olan son 12 ayda da kayda değer bir gelişme göstermedi. 2016 yılı sonundan 2017 sonuna kadar geçen sürede, hane halkı varlıkları dünya çapında 16,7 trilyon dolar artarak 280 trilyon dolara ulaştı. Ayrıca küresel refahtaki yüzde 6,4'lük artış, nüfus artış oranını da geride bıraktı. Bu sayede yetişkin kişi başına ortalama refah artış gösterdi. Fakat, yetişkin kişi başına medyan refah Afrika, Asya-Pasifik ve Latin Amerika'da gerilemeye devam etti. Zenginler ve yoksullar arasındaki refah dağılımı bozulurken, bölgesel eşitsizlik arttı.

Raporda bunun sebebinin varlık artışının daha çok hisse, tahvil ve döviz gibi finansal varlıklardaki değer artışından kaynaklandığı,bu türden kaynaklara daha fazla sahip olan zengin nüfusun da zenginleştiğine vurgu yapıldı. AA

Risale-i Nur'dan: Karışıklığın, isyanın ve kötü ahlakın kaynağı

İşârâtü’l-İ’câz’da ispat edildiği gibi, bütün ihtilâlât-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir.

Birinci kelime: “Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!”

İkinci kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise, havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir. Şimdi, birinci kelime havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir. İkinci kelime avâmı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği gibi, şu asırda sa’y, sermaye ile mübareze neticesi, herkesçe malûm olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi.

İşte, medeniyet, bütün cem’iyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizâmâtıyla beşerin o iki tabakasını musalâha edemediği gibi, hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir. Kur’ân, birinci kelimeyi, esasından “vücub-u zekât” ile kal’ eder, tedavi eder. İkinci kelimenin esasını “hurmet-i ribâ” ile kal’ edip tedavi eder. Evet, âyet-i Kur’âniye âlem kapısında durup ribâya “Yasaktır” der. “Kavga kapısını kapamak için banka (ribâ) kapısını kapayınız” diyerek insanlara ferman eder, şakirtlerine “Girmeyiniz” emreder. (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.