Mustafa ULUSOY
Dünyanın Üç Yüzü-I
İçimizde bitimsiz bir hüzün. Bizi sevip kabullenmiş, gitmek bilmeyen misafir olmuş keder. Kasvetli bir boşluk. Sağımız solumuz karanlık.Göğsümüzün üstünde bir yumru.
Dünya tatsız tuzsuz.
Hayat cazibesini yitirmiş. Buruş buruş olmuş yüzü. Kalbin içindeki duygular nemli bir zindanın duvarlarında mahpus.
Varsın, olsun. Bize sadece umutsuzluk yakışmaz.
Dünyanın sadece üçüncü yüzündeyiz. Biz fânilere bakan yüzünde.
Yolumuz kapalı bir kutu. Her şey sadece bir engel. Her varlık sonsuz kere atılmış düğüm. Her varlık karanlığın kendisi. Bir kara delikten daha korkunç. Her varlık bir diken. Kıymık kıymık batıyor. Kalbin alakasına, fikrin merakına değmiyor.
Varsın, olsun. Bize sadece umutsuzluk yakışmaz.
Dünyanın üçüncü yüzündeyiz. Heves ve arzularımızın âşık olduğu dünyanın yüzünde. Bize aldırmadan giden dünyanın yüzünde. Can çekiştiren oklar fırlıyor üçüncü yüzden. "Aşkın, umudun, dingin şöhretin/ Aldatısı uzun sürmedi/ Dağıldı şölenleri gençliğin/ Uyku gibi, sabah dumanı gibi" diyen şair (Aleksandr Sergeyeviç Puşkin) bizim yerimize konuşuyor baksana. O da umutsuz değil ama: "Arkadaş inan er geç doğacak/ Büyüleyen mutluluğun yıldızı."
Her varlık soğuk. Kendisi ısınmaya muhtaç. Her varlık suskun. Her varlık teselliye muhtaç. Her şey ölü. Her şey yabancı. En başta kendine. Her varlık takatsiz, yorgun. Her varlık zevalin içinde eriyor. Yitiyoruz. Hep birlikte. Gidiyoruz.
Her şey anlamsız. Her şey fazla. Her şey ağır. Kâinatın kendisinden bile daha ağır. Her varlık gece. Her varlık çaresiz. Her şey donuk.
Her varlık yalnız. Tek başına. Her şey teselliye muhtaç. Her varlık bir hiç. Kendi adına. Her varlık dilsiz. Kör ve sağır.
Her varlıktan yükselen yalnızca bir inilti. Yardım çığlıkları.
Elimden tut diyor. Her şey. Bir yığıntı. Kopuk kopuk. Çevremizi saran karmaşa.
Varsın, olsun. Bize sadece umutsuzluk yakışmaz.
Dünyanın üçüncü yüzündeyiz daha. "Ehl-i şuurun ticaretgâhı" olan yüzünde.
Ölmek desen, kendisi dipsiz bir kuyu. Sonrası dert, sonsuz keder.
Gök üstümüze düşecek. İçimizde huzursuzluk. Ne olacak? Ötesi, berisi yok. Şu an var. An var, şimdi var. Havayı tutamamak gibi o da tutulmuyor. Gidiyor.
Kalpler kırık. Kavuşuyorum dediğimizde ayrılıklar. Hazlar acı veriyor. Dünya gaddar. Dünya mekkâr. Bir lezzet veriyor.
Bin elem arkasından geliyor.
Varsın, olsun. Bize umutsuzluk yakışmaz.
"Dünyanın üçüncü yüzündeyiz ya. Zamanın Bedii'nin "Vazifedarların meydan-ı imtihanlarıdır" dediği yüzde.
Elimizde avucumuzda ne var?
Dünyanın ikinci ve birinci yüzü var. Bu dünyada yaşamaya değer!
Zaman
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.