Eğer sana hîle yapmak isterlerse, şüphesiz ki Allah sana yeter!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Enfal Suresi 62-64. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
62 . Eğer sana hîle yapmak isterlerse, artık şübhesiz ki Allah sana yeter! O (Allah) ki, sana yardımıyla ve mü’minlerle kuvvet verendir.
63 . Ve (birbirlerine düşman olanların) kalblerinin arasını (îman ve ihlâsla) birleştirdi. Eğer yeryüzünde bulunanların hepsini sarf etseydin, yine onların kalblerinin arasını birleştiremezdin; fakat Allah, (onları birbirlerine kardeş yaparak) aralarını (muhabbetle) kaynaştırdı. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ gālib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
64 . Ey peygamber! Sana ve mü’minlerden sana tâbi‘ olanlara, Allah yeter! (1)
1- “İntisâb-ı îmânî (îmanla bağlanma) vesîkasıyla Kadîr-i Mutlak (sonsuz kudret sâhibi olan) öyle bir Sultân’a intisâb edersin ki; zemin (yer) yüzünde her baharda dört yüz bin milletten mürekkeb (meydana gelen) nebâtât ve hayvanât ordularının bütün cihâzâtlarını kemâl-i intizâm (mükemmel bir intizam) ile vermekle berâber, başta insan olan, hayvanâtın muazzam ordusunun bütün erzaklarını, değil medenî insanların son zamanlarda keşfettikleri et ve şeker ve sâir taamların hulâsaları (konserveler) gibi, belki o medenî hulâsalardan yüz derece daha mükemmel ve bütün taâmların (yiyeceklerin) her nev‘inden tohum ve çekirdek denilen Rahmânî hulâsalara koyup ve o hulâsaları dahi, onların pişirmelerine ve inbisatlarına mahsus (açılmaları için) kaderî ta‘rifeler içinde sarıp, muhâfaza için küçük küçük sandukçalara koyup, tevdî‘ (emânet) eder. O sandukçaların îcâdı, كُنْ [Ol!] emrinde bulunan كاَفْ نُونْ fabrikasından o kadar çabuk ve kolay ve çoklukla olur ki, Kur’ân der: ‘Hâlık (yaratıcı) emreder, meydana gelir.’ Mâdem öyledir; sen, intisâb-ı îmânî tezkeresiyle (senediyle) böyle bir nokta-i istinad (dayanma noktası) bulabildiğinden, hadsiz bir kuvvete ve kudrete dayanabilirsin.” (Lem‘alar, 26. Lem‘a, 267)