Emekliliği geleni bile başörtüsünden atmışlar!

Emekliliği geleni bile başörtüsünden atmışlar!

Mukadder Ünal bir matematik öğretmeni. Aynı zamanda 1976'da kurulan Kadıköy İmam Hatip Lisesi'nin ilk öğretmenlerinden ve idarecilerinden

Şemsinur Özdemir'in haberi

28 Şubat'ın hüküm sürdüğü 1999 yılında başörtüsü taktığı için öğretmenlikten uzaklaştırılmış. Mukadder Hanım; o gün "Emekliliği gelmiş bir insanı atmazlar!" diye düşündüğünü ama yanıldığını söylüyor.

28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden yıllar geçtikçe mağdur edilen, ezilen, özgürlükleri kısıtlanan nice insanın hikâyesi de gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Üniversitelerde ve imam hatip liselerinde uygulamaya sokulan ve hâlâ devam eden başörtüsü yasakları nice öğrenciyi okulundan, nice öğretmeni öğrencilerinden ayırdı. Kadıköy İmam Hatip Lisesi ile adı özdeşleşen matematik öğretmeni ve okul idarecisi Mukadder Ünal da onlardan biri. Okulun kuruluşundan başlayarak 16 Mart 1999'a kadar her alanında görev yapan Mukadder Ünal, emekliliğine birkaç ay kala geçirdiği soruşturma ile okulundan uzaklaştırıldı. Okuluna yıllarca emek veren ve öğrencilerini çok seven bu fedakâr ve çalışkan öğretmene kalsa hayatı boyunca öğretmenlik yapmaya devam ederdi. Ancak yaş haddinden emekliliğe razı olabileceğini söylüyordu arkadaşlarına. Hatta o gün sakinleştirici ilaç alıp, çok fazla üzüntü hissetmemeyi planlamıştı. Bir gün inancından dolayı başını örtmesinin suç sayılacağını ve bu yüzden vazifesinden ayrılmak zorunda kalacağını nereden bilebilirdi?

Mukadder Ünal, 1943 İstanbul Fatih doğumlu. İstanbul Kız Lisesi'ni, okulun kapısında başını açarak bitirmiş. Ancak üniversiteyi, yasak olmamasına rağmen çok tepki çektiği için başı açık okumuş. Fen bilimleri bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul'da çeşitli okullarda sayısal derslerde vekil öğretmenlik yapmış. 1970'lerin başında, öğrenci olaylarının, boykotların, işçi grevlerinin yükseldiği bir ortamda İzmit'e matematik öğretmeni olarak tayin edilmiş. Ardından tekrar İstanbul'da çeşitli okullarda mesleğine devam etmiş. Görev yaptığı her yerde var olan sorunların çözümü için gayretli çalışmalarıyla öne çıkmış Mukadder Hoca. İzmit'te öğrencilere sol düşünceleri aşılayan, maaşların sol örgütlere aktarılmasını isteyen öğretmenlerle mücadele etmiş. İstanbul'da ise öğrencilerin alkol, sigara gibi madde bağımlılığına düşmemesi için disiplinli bir öğretmen olmuş. Bir taraftan da çevresini ve arkadaşlarını seferber edip muhtaç öğrencilerine yardım sağlamış.

"Hayatta en sinirlendiğim, boş duran insan tipidir." diyen Mukadder Hoca, ihtiyaç olan her yerde bir şeyler yapmaya çalıştığını gördükçe "Sana çift maaş mı veriyorlar?" diye soran arkadaşlarına da, "İkincisini Allah'tan bekliyorum." cevabını veriyormuş. 1976'da öğretmenliğe başladığı Kadıköy İHL, hayatında bir dönüm noktası olmuş. Okulun her safhasında emeği olan Mukadder Hoca, öğretmen açığı yüzünden tek kız sınıfının resim, müzik, beden eğitimi gibi derslerine bile girmiş. Eşofmanlarını giyip koridorlara serilen minderlerde kız öğrencilere spor yaptırdığı günleri gülümseyerek anlatıyor.

1980'de ihtilalden önce bir Ramazan boyunca başını örtmüş ve bir daha açamamış. İhtilal sonrasında seçimler yapılıp demokratik ortama geçilinceye kadar okulda peruk ve bone kullanmış. Mukadder Ünal'ın başında olduğu Kadıköy İHL'nin kız öğrencileri 1993-94 öğretim yılında İstanbul genelinde liseler arasında yapılan bilgi yarışmasında tüm okulları geride bırakıp birinci olur. Bundan dolayı verilen takdir belgesinin ve mesleğine verdiği emeğin hiçbir kıymeti olmadığını 16 Mart 1999'da anlar Mukadder Hoca. O gün soruşturma için gelen üç kişinin "Neden başınızı örtüyorsunuz?" sorusuna, "Allah'ın emri olduğu için." cevabını verir. "25 yıllık öğretmeni de okuldan atacak değiller ya!" diye düşünürken hakkında yazılan rapora "Ne kadar takdir ve teşekkür de alsa başını örttüğünden dolayı kınama cezası alması gerekmektedir." diye yazıldığını görür. O gün çantasını alıp çıktığı okula bir daha adımını atmaz. Soruşturmadan sonra birkaç ay sağlık raporu alarak emeklilik süresini de doldurmuş

Yine eğitime ve çalışmaya devam

Hayatta emekli olmayı düşünmeyen, ömrünü öğrencilerine adamış bir öğretmenin evde oturması mümkün mü? Mukadder Hoca, daha ilk haftadan kendini yardım çalışmalarının içine atar ve ayrılışın zorluğunu bir tatil gibi hissederek geçirir. Öğrencilerini, akrabalarını ve arkadaşlarını seferber ederek ilk olarak Çeçenistan göçmenlerinin her türlü ihtiyacını gidermeye çalışır. 17 Ağustos depreminde felaketzedelerin yaralarını sarmak için koşturur. Şimdilerde ise hastalıklarına rağmen hâlâ tek başına bir vakıf gibi çalışarak çevresindeki muhtaçları sevindirmeye uğraşıyor. Yetimleri okutuyor, eşya toplayıp dağıtıyor.

Kafeleri dolaşır öğrenci arardım

Kadıköy İHL'de müdür yardımcısı ve disiplin kurulu başkanı olarak öğrencilere karşı sert bir öğretmen portresi çizer Mukadder Hoca. Öğrenciler, ondan korkmakla birlikte iyi ders anlattığı ve hak yemediği için çok da severler. Öğrencileri korumak için nasıl uğraştığını şöyle anlatıyor: "Civardaki kafeleri dolaşır, öğrencilerimi arardım. Aileleri de uyarır, sözümü sakınmazdım. Şimdi öğretmenlik yapsam mesela cep telefonunu sınıfta engelleyebilir miydim, bilmiyorum. Bizim zamanımızda da herkeste walkman vardı. Başörtüsünün altında kulaklık takanları fark eder, uyarırdım."
Zaman