Emir-komuta zincirinde hesap verecekler

Emir-komuta zincirinde hesap verecekler

'Bu dava TSK'da çok baş ağrıtacak'

[Haber Yorum - Ali Akkuş]
Ergenekon'a üye olacağını söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bile destek veremediği bir dava bu. Savcılar öyle bir iddianame hazırlamış ki, CHP lideri ancak sözün bittiği yeri gösterebildi: "İnternet andıcının savunulacak tarafı yok, hükümet aleyhinde faaliyet göstermek nerede görülmüş? Bunu Genelkurmay değil, başka bir kurum da yapsa suçtur."

İddianameyi oybirliği ile kabul eden mahkeme 7'si general 14 kişi hakkında yakalama kararı verdi. Yani adı geçenler görüldükleri yerde yakalanıp mahkemenin kararı yüzlerine okunduktan sonra cezaevine gönderilecek. Sanık olanların, suç işlendiği tarihte icra ettikleri görevlerine bakınca demokrasi adına endişelenmemek mümkün değil. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in darbe günlüklerinde yazdığı gibi, bir dönemin Genelkurmay Karargah'ı 'askerlik işini bıkarmış' siyaseti dizayna vermiş kendini. Özden Örnek, günlüğüne düştüğü notta şöyle diyordu: "Artık bahriye işlerine daha az zaman ayıracağız."

Kurdukları internet siteleri aracılığı ile başta hükümet olmak üzere 'düşman unsur' olarak gördükleri sivil topluma karşı her türlü yalan, iftira ve tuzaklarla dolu kirli planları devreye sokmuşlar. İddianamede hepsinin örnekleri var.

Mahkemenin dün verdiği iki davanın birleştirilmesi yönündeki kararı çok önemli. İnternet andıcının sanıkları, 'Hükümeti bitirme planı' olarak bilinen 'ıslak imzalı' kaos belgesinden de sorumlu tutulacak. Sitelerde yer alan bilgilerle, kirli planda yapılması istenenler arasında çok net benzerlikler yer alıyor iddianamede. Savcılar, soruşturmanın başlamasına neden olan 'meçhul subay'ın anlattıklarını tek tek belgelemiş. Masum insanların evlerine silah koyup, sahte ihbarlarla konuyu askeri yargıya taşıyarak medya terörü estirmeyi planlayanların kimler olduğu ortaya çıkacak. Artık söz mahkemede.

İddianamede dikkat çeken bir ayrıntı var. Rütbesi albaydan yüksek olanlar için tutuklama isteyen savcı, Dursun Çiçek'in şu ifadelerine atıf yapıyor: "Genelkurmay Başkanlığı'ndaki sistem dahilinde onay alınmadan bu haberlerin sitelerde yayınlanması mümkün değil. Yayınlar hiyerarşik yapı içerisinde üst komutanların bilgi ve onayı içerisinde gerçekleşti."

İlginçtir, Albay Çiçek'in ifadesinin benzerini üst rütbelilerin tamamı farklı cümlelerle tekrar ediyor. Mesela iddianamede birinci sırada yer alan dönemin Genelkurmay 2. başkanı olan Hasan Iğsız, 'onun onayı ve emri olmadan hiçbir şey yapılamayacağını, nihai karar merciinin Genelkurmay başkanı olduğunu' söylüyor. Hal böyle olunca iddianameyi inceleyen gazetecilerden Sedat Ergin, 'bu dava TSK'da çok baş ağrıtacak' derken Nazlı Ilıcak, 'sırada kim var' diye soruyor. Görülen o ki, bu dava artçı sarsıntıları ilkinden daha güçlü olan bir deprem etkisi yapacak.

Zaman