Emrolunduğun şeyi, çatlatırcasına söyle

Emrolunduğun şeyi, çatlatırcasına söyle

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Hicr Suresi 94-96. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

94 . Öyle ise emrolunduğun şeyi, çatlatırcasına söyle (açıkça anlat) (1) ve müşriklerden yüz çevir!

95 . Şübhesiz ki biz, o alay edenlere karşı sana yeteriz.

96 . Onlar ki, Allah ile berâber başka bir ilâh edinirler. Artık (âkıbetlerini) ileride bileceklerdir!

1- “Evet Kur’ân’ın üslûbları (ifâde tarzları) hem garîbdir (alışılandan farklıdır), hem bedî‘dir (eşsizdir), hem acîbdir (hayret vericidir), hem mukni‘dir (iknâ‘ edicidir). Hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi taklîd etmemiş, hiç kimse de onu taklîd edemiyor. Nasıl gelmiş, öyle; o üslûblar tarâvetini (tâzeliğini), gençliğini, garâbetini (başkalarına benzememeyi) dâimâ muhâfaza etmiş ve ediyor. (...) (Kur’ân’ın kelimeleri) âdetâ basit, me’lûf (alışılmış) birer kelime iken, latîf (çok güzel) ma‘nâların defînelerine birer anahtar vazîfesini görüyor. İşte ekseriyetle üslûb-ı Kur’ân’ın geçen tarzlarda ulvî (pek yüksek) ve parlak olduğundandır ki, bazen bir bedevî Arab bir tek kelâma meftûn olur (tutulur). Müslüman olmadan secdeye giderdi. Bir bedevî, فاَصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ [Öyle ise emrolunduğun şeyi, çatlatırcasına söyle!] kelâmını işittiği anda secdeye gitti. Ona dediler: ‘Müslüman mı oldun?’ ‘Yok!’ dedi, ‘Ben şu kelâmın belâğatına (hârika ifâdesine)secde ediyorum!’ ” (Zülfikār, 25. Söz, 9-13)