En büyük üzüntüm oruç tutamamak

En büyük üzüntüm oruç tutamamak

Türkiye, Murat Göğebakan'ı 'Ay Yüzlüm' şarkısıyla tanıdı. Besteleri, şarkı sözleri gönüllerine işledi sevenlerinin. Popüler olmak niyetinde değilse de insan sevgisi milyonların gönlüne taht kurması için yeterli bir sebepti

Çağlar Avcı ve Dilek Hayırlı'ın haberi

Geçen mayıs ayında akut lösemi teşhisi konulduğunda kendisinden çok sevenleri üzüldü acı habere.

O ise metaneti elden bırakmadı. Her sözü "Allah'tan gelen her şey başım gözüm üstünde" oldu. İnancı en büyük umuduydu ünlü sanatçının, "Lösemiyi yendiğimi düşünüyorum, vücudumda tek bir kanserli hücre yok." demesi boşuna değil. İlik nakli olmadan iyileşebileceğini düşünse de Göğebakan için müjdeli haber de gecikmedi. Dünya ilik bankasından altıda altı uyumlu 4 donör bulundu. Şimdi operasyon için gün sayıyor.
Yaşadığı acı günleri, yüksek ateşleri, kollarındaki morlukları çoktan unutmuş. Onun en büyük üzüntüsü yaklaşan Ramazan'da oruç tutamamak: "Hayatımda ilk kez oruç tutamayacak olmanın ezikliği içindeyim. Rabbim bana en yakın zamanda kefaretimi ödemeyi nasip etsin. İyileşir iyileşmez borcumu ödeyeceğim. Bu Ramazan'da yakınlarıma kendi ellerimle yemekler hazırlayacağım, onlara hizmet etmekten onur duyacağım."

Hastanede geçirdiği günleri anlatan ünlü sanatçı, ilk olarak herkesin merak ettiği konuya açıklık getiriyor. Bu yöndeki soruya hiç tereddütsüz cevap veriyor: "İlk duyduğumda çok metanetliydim. Her şeyin Allah'tan geldiğini bildiğim için olgunlukla karşıladım. Ama eşim, oğlum, annem ve babam benim kadar dayanıklı değildi. Onlar çok üzüldü." Hastalığını duyduğunda doktoruna tek soru sormuş: "Bir yıllık ömrüm mü var?" Ardından, "Eğer öyleyse 6 ayımı hastanede geçirmek istemiyorum. Eşimle, dostumla, sevdiklerimle olmak istiyorum." diye ilave etmiş. Ancak tedavi boyunca ümidini hiç kaybetmemiş: "Yaşadığım acının bir gün geçeceğinden emindim. Derdi veren dermanı da verir. Ama ölüm de bizim için. Bu can bize emanet, kimin malını kimden saklayacağım? Bir gün gelse emaneti alacağım dese 'alma' mı diyeceğim?" Ünlü sanatçı, yaşadığı acıları anlatırken ise utanıyor: "Hz. Eyüp'ün yaşadıklarının yanında benimki dert mi?"

'10 BİN YEĞENİN İLİK VERMEK İÇİN SIRADA'

Hastane odasındaki en büyük tesellisi ise sevenlerinden gördüğü yakın ilgi olmuş. Odası hediyelerle, mektuplarla dolup taşmış. İlkokul çocukları, anaokulu öğrencileri resimler çizmiş Murat ağabeyleri için. Uzaklardan gelen bir telefon ise, "Onlar için yaşamalıyım." dedirtmiş: "Telefon geldi, ben baktım. Karşıdaki ses 'Murat Göğebakan'la mı görüşüyorum?' dedi. 'Evet benim' dedim. "Evlat, ben Urfa'dan arıyorum, filanca aşiretin reisiyim. 10 bin yeğenin sana ilik vermek için sırada bekliyor.' dedi. O an inanılmaz onur duydum."

Sevenlerinden sadece dua beklediğini belirten Göğebakan, iyileşip hastaneden çıktıktan sonra sanatçı arkadaşlarıyla bir vakıf kuracakları müjdesini veriyor. Kendisini hayır işlerine adayacağını ve yardımlarının sayısını artırmaya çalışacağını söyleyen ünlü sanatçı, "İlik bankasına 2-3 bin bağış yapılması için uğraşacağım, konserler vereceğim." ifadesini kullanıyor.
Zaman