Enver Paşa'nın, Said Nursi'ye verdiği devlet madalyası
4 Ağustos 1922’de öldürülen Enver Paşa'yı rahmetle anıyoruz. Enver Paşa ve Said Nursi arasında özel bir dostluk vardı
Nurettin Ceylan-RİSALEHABER
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin esaretten gelip, İstanbul'a dönmesi üzerine, eski dostu ve ahbabı Harbiye Nazırı (şimdiki Milli Savunma Bakanı) ve Başkumandan Vekili Enver Paşa onunla çok yakından ilgilendi. (1)
Enver Paşa, Bediüzzaman'ı Harbiye Nezaretinin yüksek rütbeli komutanlarıyla tanıştırıp “Bu hocayı görüyor musunuz? Şark’taki savaşlarda Rus Kazaklarına karşı koyan ’bu hocadır!” diyerek onu bir kahraman gibi karşıladı. (2)
ENVER PAŞA NANKÖRLÜK ETMEDİ
Anlaşılan o ki; Enver Paşa 1. Dünya Savaşında iki yıl savaşmış, meşrutiyet yıllarından beri dostu olan bir gaziye, zemane müddeileri gibi nankörlük etmek istemiyor, vatana hizmetlerinden dolayı bir devlet adamı olarak kendisine, taltif ederek teşekkür etmek istiyor.
Bunun için maişetinin te'mini hususunda büyük vazifeler, bol maaşlı işler teklif etti. Fakat Bediüzzaman ise, -eski talebelerinden Molla Süleyman'ın Necmettin Şahiner'e anlattığına göre- teşekkür ederek Enver Paşa'dan hiç bir vazife ve maaş kabul etmedi.
Fakat eğer ilme, irfana, irşad-ı ümmete dair bir hizmet, bir iş olursa kabul edebileceğini, lâkin esarette çok zahmet ve meşakkatler çektiğinden, şimdilik bir müddet istirahata ihtiyacı olduğunu söyleyerek mazeretini beyan etti.
Bunun üzerine Enver Paşa, Bediüzzaman'a Harbiye Nezareti kanalıyla üç aylık, ellişer altın liradan yüz elli lirayı tahsis etti. Ayrıca da Harbiye Nezareti adına ordunun iftiharlı bir harb madalyasını takdim etti. (3)
BİR ADET HARP MADALYAM VARDIR BAŞKA RÜTBE VE NİŞANIM YOKTUR
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, kendisi istemediği halde yine Enver Paşa’nın isteği üzerine atandığı Dar’ül Hikmeti’l- İslamiye'ye verdiği biyografisinde adeta yaptığı o cihan-baha hizmeti yok sayarcasına bir tevazu ile bu harp madalyasından sadece şöyle bir cümle ile bahsetmiştir. "Bir adet harp madalyam vardır. Başka rütbe ve nişanım yoktur.” (4)
Osmanlı Devleti'nin girdiği belki de en önemli savaşta iki yıl savaştıktan sonra esir düşen bir gazinin hürmetle minnetle anılması gerekirken, nankörlük edip gafilane; aldığı harp madalyasını inkar etmek kime ne kazandırır bilemiyoruz.
Dipnotlar:
1.Badıllı,Mufassal Tarihçe-i Hayat,s.445
2.Mary Weld, Bediüzzaman Said Nursi Entelektüel Biyografisi,s.205
3.Badıllı,Mufassal Tarihçe-i Hayat,s.445
4.Albayrak,Son Devrin İslam Akademisi,s.203
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.