Erken yaşta öğrenme zekayı geliştirir

Erken yaşta öğrenme zekayı geliştirir

Okul yaşı tartışılıyor. Beyin araştırmalarından habersiz bazıları, 5 yaşın erken olduğunu söylüyor. Hâlbuki Osmanlılarda eğitim yaşı 4 yaş, 4 ay, 4 gün idi.

Okul yaşı 5 olmalı. Milli Eğitim Bakanı Prof. Ömer Dinçer’in attığı adım doğru. Bu konuyu Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları isimli 12 baskı yapan kitabımda geniş bir şekilde ele aldım ve “Beyin araştırmacılarına göre okul yaşı 5 olmalı” diye 10 sene önce yazdım.

Çocukların yetenekleri, geçen yüzyılda ortaya konan bir teze göre değerlendiriliyor. Bu tezi ortaya atan İsviçreli araştırmacı Jean Piagets, çocuklardaki yeteneği, yeterince keşfedememiş.

Beyin bilgi ile besleniyor, öğrenmek zekâyı geliştiriyor. Çocuğun erken yaşta okula gitmesi daha zeki olmasını sağlıyor. Evde kalan ve anneleri tarafından televizyonla oyalanan çocuklar, televizyon seyretmeyenlere göre daha zor öğreniyorlar.

Beyin araştırmacısı Prof. Manfred Spritzer uyarıyor:

“Tv çocukları şişman, aptal ve saldırgan yapıyor. Beyin gelişimini olumsuz etkiliyor, bağımlılık yapıyor. Çok tv seyreden çocuklar, seyretmeyenlere göre daha zor öğreniyor.”

Almanya’daki Max-Planck Enstitüsü psikolojik gelişim uzmanı Prof. Elisabeth Stern, çocukların şimdiye kadar kabul edilenden daha erken yaşta ve daha fazla bilgiyi öğrenebileceğini söylüyor.

“Çocuğun beyni, öğrenmek için daima yeni şeyler arar. Üç yaşındaki bir çocuk, her gün 30 yeni kelimeyi beynine yerleştirir. Beyin; üç yaşından yedi yaşına kadar olan dönemde durmaksızın yeni şeyler öğrenmek ister” diyor beyin araştırıcısı Prof. Roth.

Freiburg Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Gerhard Preiss, yeni geliştirdiği Neurodidaktik (nöron eğitimi) metodunda beynin olgunlaşma sürecini göz önünde bulunduruyor.

“Yeni doğan bir bebekte beyindeki sinir hücreleri birbiriyle sıkı bir şekilde irtibatlı. İki yaşına kadar bu bağlar (sinaps) çoğalıyor. Öğrenme sürecinde, algılamalar, belirli alanlardaki bağları güçlendiriyor. Daha az kullanılan bağlar, zayıflıyor. Algılama ve uyarılar ne kadar çoksa sinir hücreleri o aranda kompleks yapılanma oluşturuyor. Bu gelişme süreci, genel olarak ergenlik çağında tamamlanıyor. Daha sonraki öğrenmeler, bu yapılandırılan sinir ağı sistemini kullanıyor.” (Der Spiegel, 1.07.2002, s. 69,)

Prof. Annie Powell, beyin gelişimini şöyle anlatıyor:

“Yeni doğan bir bebeğin beyninde 100 milyar sinir hücresi bulunuyor. Bu potansiyel bütün hayatı boyunca ona yeterli. Başlangıçta hücreler arasında bağ yoktur. Doğumdan sonra yoğun sinir hücreleri arasında ağlar örülür, bu bağlantılar genetik olarak yönlendirilir. Sayısız hücre bağlantıları kurulur, bu sayede minik bebek, dünyada her şansın sahibi olur. Birinci sene, büyük ve iri beyinde, sinir hücreleri arasındaki bağlantı üç katına çıkar. Tek hücreler bu ağa dâhil edilir. Beyin bölgesi sinir ağı içine alınır. Sinir hücreleri arasındaki ağ bağlantısı ergenlik çağına kadar örülmeye devam eder. Mermer bir heykel yapılırken gereksiz kısımların alındığı gibi fazla kısımlar atılır. Bundan sonra gençlik çağı çok önemli. Bu sinir ağlar ustaca korunacak mı yoksa kaba ve hantal bir yapıda mı kalacak? Allah, insan beynini, öğrenmeye programlı olarak yarattı. Beyin komleks bir şekilde öğreniyor. İnsan doğumundan itibaren yetenek ve imkânlarla donatıldı, programlandı. Ancak dikkatle ve ilerleyerek öğrenmek mümkün. Bu mekânizma olmasaydı insanoğlu hayatını sürdüremezdi.” (Stern, 04.09.2003)

Veliler çocukların zekâ gelişimini bilmeli. Erken yaşta eğitime başlamalı. Çocuklarının eğitimi konusunda eğitimcilerden ve okuldan faydalanmalı. Öğretmenle sağlıklı diyalog kurmalı, günlük olarak çocuğun eğitimi ile ilgilenmeli. Çocuğu eğitim sürecinde desteklemeli, teşvik etmeli, ona yardım etmeli ve onu ödüllendirmeli.

Zekâ gelişimi 0-2 yaş arasında çok hızlıdır. 2-6 yaş beyin gelişiminde altın çağdır. Erginlik çağına kadar beyin hızlı gelişmeye devam eder. Bu süreçte beyin sevgi, bilgi ve ilgi ile çok iyi beslenmeli. Din ve dil eğitimi erken yaşta verilmeli. Zekâ ve karakter eğitimi ihmal edilmemeli.

Yeni Akit