Yüzeysel konuşma ve konuların derinlemesine tartışılmaması;

Eşler konuşmalarında hep sorunları gündeme getirmek yerine, ne yapmakla ailede sıcak bir ortamın hazırlanmasına, sevginin artırılmasına ve merhamet duygusunun geliştirilmesine yardımcı olabileceğini düşünmelidir.

Yersiz şüpheler, tereddütler ve aşırı soru sorma;

Şüphe bir kurdun ağacın özüne girmesi gibi düşüncelere hâkim olur, insanı yer bitirir. Şüphelenmenin uzantısı olarak yerli yersiz soru sorma karşı tarafı rahatsız edecek dozda artacaktır.

İnsanoğlu düşüncesine bir virüs gibi giren şüpheyi kafasından atmadığı müddetçe onun mahkûmu olur, hastalık haline gelir. Büyüttükçe büyür, değer vermez aldırmazsa küçülür kaybolur. Ancak şüphede gerçeklik payı varsa, konuşulup açıklığa kavuşturulmalı. Yoksa eşler arasına aşılamayacak bir duvar oluşmasına vesile olur.

Yapay ilgi gösterme;

Karşı tarafı en çok rahatsız edici bir hadisedir. Sevmediği halde sever görünme. Değer vermeme, ciddiye almama. Bu davranışın sonu her iki tarafı da mutsuz eder, aldatmaya kadar gider.

Soruları cevapsız bırakma;

Eşlerin karşılıklı olarak soruları cevapsız bırakması birbirini ciddiye almaması demektir.

Sürekli söylenme;

Çoğu konularda kendilerine göre haklı olmalarıyla birlikte, -beni mazur görsünler, daha çok hanımların yaptığı bir hata- davranış bozukluğudur, karşı tarafın tahammül gücünü zorlar, evliliği olumsuz yönde etkiler.

Kişisel düşünceleri kabule zorlama;

Evli karı koca dahi olsa insanların kendine ait bir özeli, inancı, düşüncesi ve duyguları vardır. Bunları bazen en yakını ile bile paylaşmak istememesine saygı duymak gerekir. Açıklamaya zorlamak onur kırıcı olabilir. Bu tip zorlamalar güvensizliğin eseridir.

Suçlama veya eleştirme;

Bizde bir atasözü vardır, “Çok söyleme arsız olur, çok kollama hırsız olur.” Sürekli eleştiri, olumsuz davranışları üretebileceği gibi, eleştirilen bir insanın aile içinde olumlu davranışa girmesi de düşünülemez.

Olumsuz değerlendirmeler yapmak yerine, eşinizin güzel davranışlarını konuşarak ona değer verdiğinizi gösterebilirsiniz. O da eksiklerini kendi yargısıyla anlayarak zamanla düzeltecektir. Ayrıca tartışmaların olumlu bir seyirde devamını sağlamak için, eşine kendini ifade etme imkânı tanımama büyük bir adaletsizliktir. Ona kendini ifade etme imkânı tanıma karşılıklı anlaşmanın anahtarıdır.

Emir verme;

Evlilikte kimse kimsenin amiri değil, aksine eşler birbirin hizmetkârı ve can dostu düşüncesi aileyi ayakta tutan sırdır. Sert konuşmalar aynı sertlikle karşılık göreceğinden bu olumsuz davranıştan uzak durulmalı.

Tehdit etme;

Bu fiil eş ve sevgiliye değil, düşmana yapılır. Söz ile baskı kurmaya çalışma da aynı zamanda karşı tarafta bir tehdit unsuru olarak algılanır.

Yalan söyleme;

Yalan eşler arasına bir yangın gibi girer, Kısa zamanda bu güzel müesseseyi yakar bitirir. Yalan güvensizlik, samimiyetsizlik ve saygısızlığın kendisidir.

Samimiyetten uzak kalma, abartılı bir şekilde onaylama veya reddetme;

Aileyi ayakta tutan güç sevgi ve muhabbettir. Alay etme, küçük düşürmeye çalışma, fikirlere değer vermeme, basit görme evlilikte eşlerin uzak durması gereken, aile kutsallığını zedeleyen davranışlardır.

Bir insan karşısındakine ne kadar değer verirse, o kadar değer görür. İtirazlarımızı sen diye değil, biz diye yapmalıyız ki, eşimize değer verdiğimiz, birlikte bir güç oluşturduğumuz anlaşılsın.

Olaylardan hep olumsuz neticeler çıkarma

Her insanın yapabilecek olduğu küçük hataları çok abartarak eşini suçlu duruma düşürme ve fedakârlığı devamlı karşı taraftan bekleme yanlış olur.

Hayat dediğimiz şey, yapılan yanlışlıklardan alınan derslerin tamamıdır.